Çanakkale Zaferi ve günümüz siyasetçileri

Bugün 18 Mart Çanakkale Zaferi'ni kutluyoruz. Kahramanlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi bir kez daha rahmetle, hürmetle, minnetle anıyoruz. Çanakkale'de tarih sahnesine çıkan, Kurtuluş Savaşı'nın önderi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün büyüklüğünü, ölümsüzlüğünü, dehasını, cesaretini, kararlılığını her gün, her dakika, her saniye daha çok kavrıyoruz. Peki, biz bugün, Çanakkale'yle özdeş olan, Çanakkale'de tarih yazan, Çanakkale'nin simgelediği değerlerin ne kadar farkındayız O değerleri ne kadar sahipleniyoruz Çanakkale'deki kahramanlık, yiğitlik, cesaret, özveri, adanmışlık, erdem, vatan sevgisi, namus, ahlak, günümüzde ne anlama geliyor. Bizlerin akıl ve bilim yolunda ilerlemesini isteyen Atatürk'e verdiğimiz sözü ne kadar tutabildik Tuttuğumuz söylenemez. Çünkü halen, Atatürk'ün adını anmadan Çanakkale'yi anmaya çalışan zavallılar var. Çünkü doğal afeti, felakete dönüştüren; insanların hatası, ihmali, sorumsuzluğu, yetersizliği, cehaleti, kâr hırsı, bencilliği, açgözlülüğü, bilgisizliği, hırsızlığı olduğu halde, ne depremin ardından bir kişi istifa etti ne de sel felaketinin ardından. Çünkü Cumhuriyetin 100. yılını kutlamaya hazırlandığımız şu dönemde bile siyasal partiler halen feodalizm artığı, ortaçağ kalıntısı kimliklerin, etnik, dinsel, mezhepsel aidiyetlerin, PKK ve Hizbullah gibi emperyalizmin maşası olan terör örgütlerinin uzantısı olan siyasal partilerin desteğini almak için her türlü ödünü veriyorlar. Çünkü planlamayı, eşgüdümü, örgütlenmeyi dışladık. Ehliyet ve liyakati yok saydık. Bilimi, bilgiyi, deneyimi, uzmanlığı küçümsedik. Eşi, dostu, akrabayı, yandaşı, tanıdığı, mevki makam