Korkutarak Faydalanma -1-

26.09.2004 tarihli 5237 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan 01.03.1926 tarihli, 765 sayılı Ceza Kanunu (md. 498), "Bir kimsenin her ne suretle olursa olsun, hayat veya ırz veya namus veya mal hakkında büyük bir zararla korkutularak, yararlanılması on beş seneden yirmi seneye kadar ağır hapis cezası"nı gerektiriyordu. Korkudan devleteadalete sığınmak bir ihtiyaç. Şayet devletlerin kendisi halkını veya başka halkları şiddetle korkutursa insanlar nereye, kime sığınacaklar! Korku; sağlıklı bir insanın en güçlü duygularındandır. Söz ve davranışlarımız üzerindeki olumlu veya olumsuz etkilerini yaşarken gözlemleyebiliyoruz. İnanç, sevgi, nefret vb. gibi, korkunun da bedendeki yeri kalbimizdir. Hepimizde az veya çok bulunan bu duygunun hayatımızda çok büyük önemi vardır. Fıtratımızdayaratılışımızda potansiyel olarak var olan bu duygumuzu iyi, doğru ve güzel yönlerde kullanıp, yanlışlarda kullanmamaya özen göstermeliyiz. Her nimetiemaneti yerinde kullanmanın adalet, aksinin zulüm olduğu biliniyor. pushfn('ads'); Korkularımızın birçok nedenleri ve etkileri vardır: Korkunun güzeli, yararlısı Allah'tan ittikadır. Bu korku mümine yalnızken bile günah işletmez. Ana-babayı incitmekten, mazlumun ahını almaktan, kul hakkı yemekten, şirkten korkmak güzeldir. Allah korkusu olmazsa insan canavarlaşabilir; sigarasını yakmak için dünyayı bile yakabilir. -Hz. Adem'in (A.S.), cennetten ayrı kalma ve ölüm korkusu, kendisinin yeryüzüne indirilmesine sebep oldu. -Nemrut'un, Firavun'un, tağutlarınEbu Cehil'lerin makamlarını, düzenlerini terk etme korkusu. "Şeytan insanı yoksullukla korkutur, infakı engellemek için" (Bakara268). -Egemenliğin, makam, servet ve şöhretin yitirilmesi korkusu... Ölüm, hastalık, yoksulluk, yaşlılık, ihtiyarlık, yalnızlık, itibarsızlık, açlık, geçimsizlik, savaş, istikbalgelecek korkuları. Tabiidoğal ve sosyal, ekonomik afetler nedeniyle oluşan korkular. Nimetlerimizi kaybetmek, nimetlere ulaşamamak korkusu. Din, can, akıl, nesil, mal nimet ve değerlerin güvende olmaması korkusu. Cehennem, ahiretteki sorgulama, sıratı geçememe, imansız ölmek. pushfn('ads'); Firavun'un "böl, çatıştır, yönet" "korku" siyaseti; iç siyasetimizden uluslararası ilişkilere kadar belirleyici olmuştur. 1945'te Yalta'da galip devletler belli ki, dünyamızı yeniden düzenlerken korku üzerinden planlamışlar ( NATO ve Varşova Paktı). "Düşman" korkusu üzerinden... Yalta'da belli ki, birçok ülkenin sömürülmesi için kutuplaştırma, düşmanlaştırma ilkesi benimsenmiştir. Bu korkutma siyasetiyle birçok ülke ve millet esir alındı. Ülkemiz de bu siyasetten payını aldı. Biz de Rusya ve komünizm korkusuyla Batı'ya ( ABD, AB, NATO) sığındık, yaslandık. Ona göre konumlandırıldık. Bu siyaset, iç politikamıza da çok