Din Ticareti -1-

"Bu ülkede sağcılık, solculuk yoktur. Namuslular ve namussuzlar vardır." (Cemil Meriç) "Sağcılar" "dini", "solcular" da "laikliği" sömürmede ve birbirlerini düşmanlaştırmada yarışıyorlar... İki tarafta samimiler öne çıkabilse, uzlaşmak kolaylaşır. Düşmanlık da kalkar. Batı'dan, hem de öteki kelime ve kavramlar gibi yanlış olarak ithal edilen "sağcılık" kavramı Müslümanlarda "şeytani" bir rol oynadı. İnsanları özellikle İslâm'ı doğru ve bütün olarak bilmeyenleri şaşırttı hatta sapkınlıklara yol açtı. Rabbimiz bizim adımızı Müslümanmümin koymuş (Hac78). Bizim bu adları benimsememiz gerekirken, birilerinin bizi başka adlandırmasına ve tanımlamasına itibar etmemiz doğru olur mu "Sağcı", "solcu" tanımlamaları bir tarafa "İslamcı" tanımlaması bile sorunludur. Davası İslam olana da, İslam'dan geçinene de "İslamcı" denmiyor mu pushfn('ads'); Dindarlarımıza "siz sağcısınız", dineİslâm'a mesafelilaikseküler olanlara da "siz de solcusunuz" diyerek, her iki tarafı da kandırabilmiş, şaşırtabilmiş ve birbirlerine de kutuplaştırarak "düşman"laştırabilmişlerdir. Ne yazık ki, bu oyunatuzağa dindarlarımız da, laiklerimiz de düşürülmüştür. Eh tabi mademki, Batı "efendi"; onlara bağımlıyız, onların yolundayız. Onlarda sağcılık-solculuk varsa, bizde de olmalı ki, tefrika olsun, husumet ve çatışma olsun. Ne yazık ki, oyun hâlâ sürdürülüyor. Uyananlar, fark edenler azınlıkta... "Doğru iman ve salih ameller" olmaksızın cennete nasıl, ne ile gidilebilecek! Bunu, toplumu dönüştürenler (yöneticiler, dini temsilciler vb.) bilmiyorlar mı Geçmişte ulema ve ümeranın Tevrat'ı ve İncil'i tahrif ederek, eklemeler, çıkartmalarla kendi çıkarlarına uydurdukları gibi, ilahi korunmadaki Kur'an'ın kelâmlarının, kavramlarının anlamlarıyla oynayabilmektedirler... Ülkemizde sağcıların solculara itirazları da, solcuların sağcılara itirazları da genellikle yerinde ve doğrudur. Çünkü iki görüş de yanlış, çözümsüz, batıldır. Hayır gelmez, gelmiyor... Günümüzde Saadet Partisi Milli Görüş'te... Öteki partiler ise taklitçi ve işbirlikçiliğe devamdalar... Küresel zulüm düzeni -ülkemiz de dâhil- tüm siyasi görüşlere, ideolojilere açık, sadece "Milli Görüş"e kapalıdır. Her aracı kullanarak onu önlemeye çalışır. pushfn('ads'); Sağdasağcıyım diyenlerde "din istismarı" yaygın; soldakilerde de sağ karşıtlığı ne yazık ki, "dinİslâm düşmanlığı"na dönüştürülmüştür. Sağ cenahtaki istismarları bahane eden İslâm düşmanları onların şahsında İslâm'a hücum ediyorlar. İslâmî hükümler yasak olunca o zaman din sömürüsünün önü açılıyor. Yasaklar; ikiyüzlülüğü, sömürüyü besliyor, büyütüyor... Gerçek dindarlık yerine sahte dindarlık öne çıkartılıyor. Ne yazık ki, yirmi yıllık AKP iktidarı "başörtüsü" ve "Ayasofya" serbestliğihizmetiyle din sömürüsünün çıtasını o kadar yükseltmiştir ki, dini bilmeyenler İslâm'dan uzaklaşıyorlar... Ülkemizdeki solcular "laiklik" ve "sağ" kavramları üzerinden İslam'a karşı konumlandırılmıştır. Laiklik; inanç özgürlüğü, devletin inançlara eşit durarak müdahale etmemesi, tarafsız olması, inançların birbirlerine baskısını önlemek anlamında anlaşılıp, uygulanabilseydi, toplumsal uzlaşma sağlanabilirdi. İslâm'da; fertler de devlet de inançlara baskı yapamaz (Bakara256). Herkesin dini kendisinedir (Kâfirunson). Konu ile ilgili ihtilaflar, daha çok kelime ve kavram kargaşasından çıkmakta; lisan, kültür ve medeniyet dönüşümünden beslenmektedir. Bu nedenle müttefikimiz Cemil Meriç, "İşe kelime ve kavramlardan başlamalıyız" derdi. Kelime ve kavramlarda uzlaşamayanlar hangi konuda uzlaşabilirler ki Cemil