"Siyasi yasağa" karşı direniş cephesi kuruyor

Seçimden önce Soner Yalçın'la sohbet ederken "Şu müziği değiştiriyorum" dedim, bana "Sen de Adorno gibi caza tepkili misin" diye sordu.Güldüm.Theodor W. Adorno... Frankfurt okulu ya da "Eleştirel Kuram" diye tanımlanan çizginin fikri önderi. Kültür emperyalizminin her alanda olduğu gibi müziği de ele geçirdiğini söyledi: "Kökü lümpen proletaryaya dayanan ve önceleri önemsiz bir sosyal olgu olan caz, iletişim endüstrisi tarafından yontulup cilalanarak, mütevazı ve şaşırtan özelliklerinden yoksun bırakıldı ve içi tamamen boşaltıldı." Sonra da aydın eleştirisi yaparken "sahtenin çekiciliği" üzerine tespitlerini aktardı.Evet! Sahtenin çekiciliği.Bu sadece müzikte böyle değil.Siyaset, futbol, medya...Her alan "sahtenin" peşinden koşan bir kitle ve bunlar da kendilerini "aydın yerine" koyuyor. "Seçim bitti, sen ne yazıyorsun Bize ne olacağını veya ne olması gerektiğini anlat" demeyin.Bizler gazeteciyiz ve "hakikat" üzerinden, bilgi üzerinden okuyucuyla buluşuruz! Sosyal medyada daha fazla onay almak, televizyonda slogan atmak, "taraftar" gazeteci gibi tribünlere oynamak ve kaybedenin yanından ayrılıp hemen "U" dönüşü yapmak... Bunları başkaları yapsın!Bu girişin üzerinden hemen konuya giriyorum:Önceki akşam gazeteci dostum Hilmi Hacaloğlu'yla, İstanbul'un Fethi'nin 570'inci yıldönümü nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Maltepe'de düzenlenen etkinliği izledim. Çünkü... Millet İttifakı'nın kaybettiği "o seçim bu seçim değil"den sonra 25 milyon oy veren yurttaşın yaşadığı mutsuzluğa herkes tanık. CHP içi tartışmalar hemen başladı. "Kılıçdaroğlu istifa etsin" diyenler ile "Etmesin" diyenler ikiye ayrıldı. Burada da sahada olan isim İmamoğlu oldu ve "harekete" geçti. Ben de durumu yakından görmek istedim ve kitlenin tavrını, İmamoğlu'nun cümlelerini anlamaya çalıştım.Muhafazakarların ilgisi yoğunduSeçim sürecinde mitinglere sahne olan Maltepe'de kalabalık vardı ama yeterli değildi. Sonuçta büyük umutlarla gidilen sandık ve yenilgi var! Gençlerin ağırlıkta olduğu bir kutlamaydı. Muhafazakar kitlenin (başı kapalı genç kızların) sayısının da fazla olduğunun altını çizelim. Ki, Ekrem İmamoğlu da sosyal medya hesabından Maltepe çağrısı yaparken gençlere ve kadınlara vurgu yapmıştı. Girişte dağıtılan Türk bayraklarıyla alanın gelincik tarlasına döndüğünü, Mehter Marşı'nın yarattığı atmosfer ve görselliğin öne çıktığını gördüm.İBB Başkanı sahneye eşi Dilek İmamoğlu'yla çıktı ve Fatih Sultan Mehmet'ten Atatürk'e uzanan çizginin savunucusu olduğunun altını çizdi. Ve konuşmada esasa geldi:"... Yol almak bir tercihtir. Mutluluk yol almakla ilgilidir. Şimdi o yolda daha hızlı koşacağım. Keşke bugün her şey farklı olsaydı. Maalesef olmadı. "... Öğrenilmiş çaresizlikler benim defterimde yok. Bu sürece bir takım isimler koymak isteyenler olabilir. Ben bu işten anlamam."... Klişe benzetmeler bende yok. Ben geçmişin anlamsız alışkanlıklarını asla rehber edinmedim. "... Ben gençlere bakıyorum sizi anlamaya çalışıyorum. Biz geleceği hep birlikte temsil ediyoruz."... Birisi bugün İstanbul'un iradesine saygı duymuyor olabilir. Hayal kurmasına gerek yok. Dün dünde kalmıştır cancağızım. Ne sen ne de uydurma yargı kararların İstanbul'u asla teslim alamayacak."Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya hesabından ve sonrasında Maltepe'de yaptığı konuşmanın şifrelerini çözelim."Yenilgi zafer değildir" mesajıİlk tespit:Mahkemenin