Polatlı'dan Buca Cezaevi'ne 53 yıllık aşkın hikayesi

" ... Seninle beraber daha çok yerlere bakacağız nişanlım, yıldızlara, dost yüzlerine, Memedimizin gözlerine, güzel günlere, beraber yan yana bakacağız...Önümüzde dinç, kuvvetli, dolgun ve manalı bir hayat var daha. Gönlün kocalmasın nişanlım. Bak ben topal bacaklı, ihtiyar bir çınar ağacına benzeyen gövdemin içinde, her dem taze, her dem kuvvetli ve her dem senin ateşinle dolu, aşınmamış, pırıl pırıl bir yürek taşıyorum. Seni düşünürken ben gençleşiyorum. Bacağımın sızısı duruyor. Sen de beni düşünürken genç ol, kuvvetli ol! (5 Temmuz 1993Piraye'ye MektuplarNazım Hikmet"Buca Cezaevi'ndeki son görüşmede Çetin Doğan'ın ayağındaki ağrılar arttığı için fizik tedaviye başladığını öğrenmiş yol arkadaşı! Nazım'ın ağrıları gibi! Zaten hastalık anlamında yok yok Çetin Doğan'da.Dün konuştum emekli orgeneral Çetin Doğan'ın eşi Nilgül Doğan'la. 9 Kasım'daki son ziyaretten bir kare yolladı bana...Elleri sıkı sıkı sarılmış!1969'da başlayan aşk hikayesinin özeti: Bırakılmayan eller. Peki bu hikaye nasıl başladıNilgül Doğan, Buca Cezaevi'nde hapis yatan eşi Çetin Doğan'ı 9 Kasım'da ziyaret etti. 1969'da başlayan yolculukta elleri hiç ayrılmadı.Albay Mehmet kızını Doğan'a vermek istemediBabası Susurluklu Çerkez Arif Bey idi Çetin Doğan'ın. Dokuz yıl astsubay ve sonra çiftlik işleri, memurluk. Ne tesadüf! Nilgül Doğan'ın babası da subaydı ve yolları Polatlı'da kesişti o ellerin:"Babama Hafifçi Mehmet derlerdi. 'Hafif bir şey yiyelim', 'hafif yürüyüş yapayım' diye konuştuğu için arkadaşları bu lakabı takmış. 1969'du... Babam Polatlı Topçu Okulu'nda albay, Çetin de Polatlı'da öğrenci. O yıl istediğim bölümü (Eczacılık ve tıp) kazanamayınca yedi ay bankada çalıştım. Bankada görmüş beni..."Çetin ara ara bahane bulup bankaya gitmeye başlamış ve gözü Nilgül'de. Fırsatını bulduğunda da kompliman, Nazım'dan şiirler! "Gönlümü böyle fethetti" dedi Nilgül Hanım:"Yedi aylık flörtün ardından Çetin beni istemeye geldi. Anne-baba yok, tek başına. Bu arada ben onun asker olduğunu bilmiyorum. Bankaya geliyor, yakışıklı, güzel giyimli bir genç. Bilmiyorum gerçekten. Sözlendiğimiz gün okuldan bir hocası 'Böyle olmaz' diyor ve Çetin'in yanında geliyorlar istemeye."Nilgül Doğan- Çetin Doğan 1969'da nişanlandı.Albay "Hafifçi" Mehmet, Çerkez Arif Bey'in oğlunu beğeniyor ama kızını vermek istemiyor. Neden mi Kendisinden biliyor; az kazanacaklar, tayinler vs... Kızının zorluk içinde yaşamasına gönlü el vermiyor. Anne ise istekli! Yakışıklı ve beyefendi öğrenci. "Verelim bey" diyor. Sözleniyorlar. Peki Çetin Doğan Paşa romantik mi"Bir yıl içinde evlendik ve ben iki çocuğumla yeniden üniversiteye girdim. Ankara Basın Yayın'ı bitirdim. Çetin çok güzel şiir okur, ha bu arada Ruhi Su'dan türkü okumayı da çok sever. Sesini kalınlaştırırdı ben de dinlerdim. Zaten hep 'Sesim güzel olsaydı' diye üzülür. Evlendiğimizde gördüm ki Cumhuriyet okuyan, yabancı yayınları takip eden bir subay. O dönem ilk çocuğumuz doğduğunda