Sevda Şener Sahnesi açıldı

Sahnelerin Muhsin Ertuğrul gibi, Haldun Taner gibi tiyatro devlerinin adını taşıması özel bir coşku kaynağıdır. Kadıköy'deki Müze Gazhane'nin içinde yer alan Büyük Sahne'ye dün (9 Mayıs) Sevda Şener Sahnesi adının verilmesiyle benzer bir coşku yaşandı.Etkinlik, 2014'te yitirdiğimiz "hocaların hocası" Prof. Dr. Sevda Şener'in anısına saygı duruşu olarak, İBBŞT'nin 36 yıldır düzenlediği geleneksel Genç Günler'in başladığı tarihe denk getirildi. Amatör oyuncuların ve üniversite öğrencilerinin katıldığı bu özel günün çağrılı konuşmacıları Sevda Şener'in öğrencilerinden iki yazın ve tiyatro ustası Murathan Mungan ile Özen Yula'ydı.Bir yandan Muhsin Ertuğrul ve Haldun Taner'le aynı onuru paylaşan, öte yandan, aralarında Mungan ve Yula'nın da bulunduğu öğrencilerin sevgi çemberiyle sarılan Sevda Şener'in neden tiyatromuzun devleri arasında yer aldığını "Sahneden" köşesinde birçok kez anlatmışımdır. Bu yazıda yukarda adı geçen tiyatro insanlarına ilişkin anılardan yola çıkıyorum.Prof. Dr. Sevda Şener çocukluğunun bir bölümünü Kadıköy'de geçirmişti. Daha sonra babasının görev yerlerindeki çeşitli okullarda okumuş, üniversite diplomasını Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin İngiliz Dili ve Edebiyatı Kürsüsü'nden almıştı. Ardından da evlenmişti. Muhsin Ertuğrul'un önerileri ve desteğiyle 1958'de DTCF bünyesinde açılan Tiyatro Araştırmaları Enstitüsü ülkemizde tiyatro biliminin ilk ışıklarının yakıldığı kuruluştur. Ertuğrul yabancı üniversitelerde verilen tiyatro eğitimini incelemiş, bu konuda yazılar yazarak kamuoyu oluşturmuştu. Böylece kurulan enstitünün ilk asistanı olması için, DTCF'deki eski hocalarının yakından tanıdığı ve çok beğendiği Sevda çağrıldı. Aklını ve yüreğini yaşamı boyunca sürecek tiyatro bilimi uğraşına adayan Sevda Şener, enstitünün asistanı olarak, kurs veren yabancı eğitmen ve yazarların derslerinde çevirmenlik yaparken aynı zamanda yazışmaları da yürütmekteydi. (Ben onun doktora öğrencisiyken, kıdemli profesör, dahası bölüm başkanı olmasına karşın, iş bitirmek için daktilosuna sarılmaktan gocunmayacak düzeyde alçakgönüllüydü). Enstitüdeki çalışmalar, Muhsin Ertuğrul'un sürekli olarak el verdiği, Haldun Taner'in ve başka oyun yazarlarının eğitmenlik yaptığı bir kuruluş olarak sürüp giderken, lisans eğitimi yürüten bir tiyatro bölümü kurma düşüncesi oluştu. Şener, 1964'te kurulan Tiyatro Kürsüsü'nün ilk öğretim elemanlarındandı. DTCF'ye verdiği 50 yıllık emek yanında, Ankara Devlet Konservatuvarı'na ve Bilkent Üniversitesi'ne de yıllarca katkıda bulundu. Emekli olmadan önce de sonra da on üç demir leblebi tiyatro kitabına imza attı. Türkiye'deki dram