İslam Ahlakı ve Siyasal İslamcılar Paradoksu

Din-siyaset oyunları, Müslümanlığın makus talihi olsa gerek. Muhalefet etmek, oyun dışına atılmak için yeterli. Tarih bunun örnekleriyle dolu. Siyasal dindar bilinç, geçmişten ders alma yerine geçmişi yaşatmakla meşgul. Oysa dindarlık denildiğinde birkaç ritüelden başka ne kaldı ellerinde Soralım gençlere, din-dindarlık denilince neler geliyor akıllarına, söylesinler. Bayramda konuştuğum bir genç "bıktık artık aşağılayıcı, ötekileştirici sözlerden ve kayırmacı politikalardan Hocam, Allah aşkına söyleyin, İslam kavga dini mi" diyerek başladı söze. Şu notu düşeyim; siyasal İslam'ın zihinlerde bıraktığı iz, gelecek yıllarda uzun uzun tartışılacak.Yıllar önce yazdığım bir makalemde değinmiştim: Dini "dava" haline getirmek, dinin tabiatınaözüneamacınaesprisine aykırıdır. Dini, kendine yabancılaştırmanın en kolay yoludur bu. Zira dava, kavga demektir ve davada taraflar vardır. Dava, davalı olanların ikrar ve itiraflarına ya da yargılayanların tutumlarına göre şekil değiştirir. Davada ne pahasına olursa olsun muhatabı alt etme, yenme ve hatta yok etme güdüsü öne çıkar ve böylece insani değerler buharlaşır. İslam'ın emri olan "ahlak insanı olma" çabasının yerini, başkalarının neye inandığı, nasıl inandığı, inancını nasıl yaşadığı vb. sorgulamalar alır. Üstü kapalı Tanrılığa soyunmaktır bu; kâh mezhepçilik yapılır, kâh meşrepler eleştirilir, kâh niyet okumalar devreye girer, bunlar da yetmez cehennemlikler ilan edilir. Muhaliflerin mevtaya çevrilmesi de bu cümledendir. Güya davaya hizmet edilmektedir; fakat "dava" uğruna tam da davanın (dinin) asli unsurları olan muhabbet, adalet, hakkaniyet, liyakat, şefkat, hoşgörü, doğruluk, tevazu, yalan ve iftiradan uzak durmak, yaratılanı Yaratan'dan ötürü sevmek gibi en temel değerler yerle yeksan olur. Ne ahlak kalır ne din. Oysa İslamcılık denilince ilk akla gelen isimlerden merhum Sezai Karakoç'un ifadesiyle "İslam'ı öyle diri öyle canlı yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin." Peki, hani nerede bu anlayışALLAH'IN DAVASI YOKTURKur'an, Hz. Peygamberin insanlıkla buluşmasını şöyle özetler: "Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya107) İslam, rahmet dinidir. İslam, barış yurdu oluşturmak ister. İslam'ın erken dönemlerinden itibaren iktidar oyunları rahmet dinini, kavga dini haline getirmiştir. Okuyucularım hatırlayacaklardır, kaleme aldığım mezhepler yazı dizisinde bu kavgalara ve sebeplerine değindim.Allah'ın kavgası yoktur. Kimler, hangi hakla, hangi cüretle Allah adına kavgaya tutuşabilir Kalpler Allah'ın mekânıdır. O mekânın tek okuyucusu vardır, o da Allah'tır.Din, kavga konusu olamaz. Çünkü din ahlaktır, ihlastır, ihsandır, sevgidir, barıştır. Ne diyordu Yunusumuz:"Ben