Haksızlık-zulüm en büyük haramdır!

Hak gözetmeyen yönetimlerin hükmü, halkın hüküm verdiği güne kadardır. Yusuf Has Hacib der ki "Adalet göğün direğidir, yıkılırsa gök yerinde duramaz."

EMEKLİNİN DURUMU

Dikkate aldıkları söylenemez ama "İşçinin hakkını alın teri kurumadan veriniz" diyen bir inancın temsilciliği iddiasında olanların, emeklilerin haklarını görmezlikten gelmeleri de hakkaniyetten uzaktır. Çalışanların maaşından kesilen sigorta ve emekli sandığı pirimi, çalışanın devlete, dolayısıyla iktidara işletmesi için verdiği borçtur. Borcun geri ödeme süreci emeklilikle başlar ve kendisi ya da varisleri ölünceye kadar sürer. Emekli maaşına iki açıdan bakmak gerekir; birincisi devletin vatandaştan aldığı borcu kâr payıyla beraber geriye ödemek, diğeri de sosyal devlet olma mahiyetinin gereğini yerine getirmektir. İktidar emekliye olan borcunu inkar etmekte, seçim zamanı yaptığı zamlara ise borç ödemesi değil de gönlünden kopan yardım ödemesi süsü vermektedir. Seçime denk getireceği parayı o zamana kadar enflasyon eritecek ve verdiği para yine borcunu karşılamayacaktır.

HAKKI ZAYİ ETMEK KUL HAKKIDIR

Borç alınan para değer kaybetmişse o borç tam olarak ödenmiş sayılmaz. Bugün bir ekmek alan para, bir zaman sonra ödeme yapıldığında yarım ekmek alıyorsa, rakam aynı da olsa o paranın yarısı ödenmemiş olur. İslam fıkhında buna 'kıyemi' denir. Yani verilenin ve alınanın değer olarak birbirine eşit olması gerekir. Zaman değer kaybına sebep olmuşsa o değer telafi edilirse sonraki verilenle önceki verilen eşit olur. Sayı, miktar, hacim olarak eşit olması değerin eşit olduğunu göstermez. Eksik kalan değer, borçlu için kul hakkına girer. Haksızlık yapanlar Allah'ın sevmediği kullardır; hak sahibine hakkını vermemek, hakkı zayi etmek, bir şeyi layığı olmayan yerde kullanmak ve hatta zulüm karşısında sessiz kalmak Kur'an nezdinde en büyük haramlardandır. "Kuşkunuz olmasın ki zulme başvurarak yetimlerin ( veya başkalarının) mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına doldurulmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın zamanda korkunç acılar veren alevlenmiş ateşe gireceklerdir" der ayet. Emeklilerin haklarını zayi edenler bu ayeti unutmasınlar!

İKTİDAR EMEKLİLERİ YOKLUKTA EŞİTLEDİ

Kaldı ki iktidarlar, yıldan yıla refahı yükseltmek ve artan refahtan bütün vatandaşlarını hisselendirmekle mükelleftir. Enflasyon her yıl gerçek değerinin altında gösterilerek maaşlar nominal olarak artarken alım gücü sürekli azalmaktadır.

İktidarlar çalışanlarının ücret artışlarını elindeki yasalara göre yapar. Mevcut iktidar kendi uydurduğu, seyyanen dediği, kafadan, keyfi ve adaletsiz ücret değişiklikleri ile maaş düzenini iyice bozmuştur. Bu durumda ne primin aylık miktarı ne toplam prim miktarı ne de çalışılan yıl miktarının bir önemi kalmıştır. İktidar bütün emeklileri yoklukta eşitlemiştir. Falih Rıfkı Atay'ın dediği gibi;