Truss kabinesi etnik değil, elit

İngiltere'nin yeni Başbakanı Liz Truss'ın kabinesi çeşitlilik yönüyle çok yazılıp çiziliyor. Ülkenin üçüncü kadın başbakanı sıfatıyla, cinsiyet ve etnisite yelpazesi geniş bir hükümet kurarak tarih yazdığı yorumları yapılıyor. Doğru; geniş haliyle 31 kişilik kabinede kadın çok, önemli koltuklarda beyaz erkek hiç yok. Etnik kimlik renkten ibaretse, evet köken itibariyle Gana, Sierra Leone, Hindistan, Mauritius ne ararsan var. Fakat en önemli üç bakanlığı üstlenen Kwasi Kwarteng (Maliye), James Cleverly (Dışişleri) ve Suella Braverman'in (İçişleri) etnisitesi görüntüleriyle sınırlı gibi; bırakın kimlik siyasetini, bugüne kadar azınlık haklarını savunmuş, ırkçılığa karşı mücadele vermiş değiller. Bu önemli isimlerin Eton, Cambridge ve Harvard gibi elit kurumlardan mezuniyetlerini geçiyorum, Muhafazakar Parti'nin en sağında, önceki bakanlardan daha radikal olarak bilinen figürler. Hatta önceki görevi Başsavcı sıfatıyla kraliyet ve hükümetin hukuk danışmanlığı olan Suella Braverman, modern terminolojideki ırkçılık tanımı için "sol söylem" diyerek büyük tepki çekmiş bulunuyor. Dolayısıyla Truss üç önemli bakanlığa beyaz erkek oturtmadığı için bir eşitlik ve çeşitlilik ikonu değil. Parti liderliği rekabetinde Rishi Sunak'la karşı Truss'ın seçilmesi için çalışan sadık isimler kabinede önemli yer tutuyor. Zaten, öncelikli gündemi vergi indirimi ve altyapı projeleriyle ekonomik büyümenin yanı sıra göçmenleri Ruanda'ya sürme mücadelesi olan bir başbakan ve kabinesinden ilerici politikalar beklememek gerekiyor. GÖÇMENLERLE SAVAŞAN BİR GÖÇMEN KIZI Boris Johnson'ın yerine parti liderliği ve başbakanlık yarışı sırasında Liz Truss'ın kaçak göçmenleri Türkiye'ye göndermek istediği iddiası hayli tartışılmıştı. Doğrulayan çıkmadı ama Truss "Ortak çalışabileceğimiz farklı ülkelerin aranması konusunda kararlıyım" diyerek açık kapı bıraktı. Arayışın nedeni de Ruanda ile yapılan 120 milyon sterlinlik göçmen postalama anlaşmasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından durdurulmasıydı. İşte şimdi Ruanda ortaklığını tamamına erdirme misyonu İçişleri Bakanı Suella Braverman'a emanet. Aynı işi üstlenen selefi Priti Patel gibi o da Hint kökenli. İçişleri Bakanı Suella Braverman Braverman 2015'te parlamentoda yaptığı ilk konuşmada babasının dokunaklı hikayesini şöyle anlatmıştı: "1968 yılının soğuk bir şubat sabahında, tek yön biletle Kenya'dan gelen genç bir adam ürkek adımlarla Heathrow havalimanına inmişti. Ne bir ailesi ne de dostları vardı, tek değerli varlığı İngiliz pasaportuydu. Anavatanında ise siyasi kargaşa vardı" Babanın anavatanı Hindistan'dı, Kenya'dan gelmişti, annesi ise Mauritius'tan. 12 yıl sonra da Suella dünyaya gelmişti. Bugün bir göçmen kızı olarak Irak, Afganistan veya Suriye'den gelen düzensiz göçmenleri 7 bin kilometre ötedeki Ruanda'ya sürmekle görevli. Çok da kararlı; Ruanda'ya nakil operasyonu için tek çözümün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çıkış olduğunu söylüyor. Braverman, Theresa May hükümetinde de Brexit bakanı olarak görevini aynı kararlılıkla yürütmüştü. Geçen haziran ayında Başbakan Boris Johnson da AİHM'nin durdurma kararına öfkelenip "O halde Avrupa Konseyi'nden de çıkarız" demişti. Bu arada bakanların bir kısmı Ruanda planından çark etmişti ama Truss kabinesinde tam görüş birliği hakim. Geçen yıl itibariyle yaklaşık 10 bin göçmen Manş'ı aşarak İngiltere'ye ulaştı; botların batması sonucu üçü çocuk 44 kişi can verdi. Son ankete göre İngilizlerin yüzde 44'ü Ruanda planını destekliyor, çoğu da Muhafazakar Parti seçmeni. Cambridge mezunu olan İçişleri Bakanı Braverman partinin radikal kanadında çok tutuluyor. Ülkede kültür savaşı yaşandığını, sosyal hizmetlerin toplumsal cinsiyeti belletmek adına vatandaşın parasını savurduğunu söylemesi; transgender bağlamında okul tuvaletlerinin kullanımına bile karışması radikal sağdan alkış topluyor. Ayrıca Braverman'a göre Twitter, "solcuların kanalizasyonu". Soldaki sivil toplum örgütlerine göre ise Braverman'ın içişleri bakanlığına getirilmesi "büyük felaket". BAŞBAKANIN RUH İKİZİ HAZİNEDE Kabinede eşitler arasında bir numara olan Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng, Başbakan Truss'ın en yakın sırdaşı, ruh ikizi olarak anılıyor. Anne ve babası Gana göçmeni. Seçkinlerin okulu Eton'da burslu yatılı okuduktan sonra Cambridge ve Harvard'da öğrenim görmüş. Johnson Hükümeti'nde Enerji Bakanı olan Kwarteng, İngiltere'de kabineye giren ilk siyah. Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng Ancak Kwarteng'le birlikte ruh ikizi Truss'ın geçmişine de biraz değinmek gerekiyor. Truss akıntıya göre ustalıkla yön değiştirebilen bir siyasetçi. Devlet okullarında eğitim gördükten sonra üniversite yıllarında kraliyete karşı öğrenci gösterilerine katılmış, siyasete Liberal Demokrat Parti'de atıldıktan sonra Muhafazakâr Parti'ye geçmiş. 2016'daki Brexit referandumunda da ret cephesinde yer aldı, ancak kaybedince karşı tarafa geçip Brexit savunucusu oldu. Dışişleri Bakanı olarak AB Komisyonu'yla ayrılık müzakerelerini yürüttü. Truss ile Kwarteng'in ortak ekonomi vizyonu 2012'de yayınladıkları "Britannia Unchained: Global Lessons for Growth and Prosperity" adlı kitapla kamuoyu önünde şekillendi.