Putin'in dönüştürme stratejisi

Hayatımız mültecilik diye bir dizi yapsak Çeçenler onların başında gelir. Rusların Çeçenistan'a yönelik saldırıları pek çok Çeçen Müslümanı Türkiye'ye göçe zorlamıştı. Rus zulmü altında mazlum ve mağdur olarak, yardım listelerimizde uzun süre yer aldılar. Diğer taraftan uzun süre Rusya'nın terörist olarak tanımladığı ekiplerin içinde oldular, suikastler, metro saldırıları yaptılar. Ruslarla 1994-1996 yıllarındaki savaşı, dağlık bölgelerinin sağladığı avantajla Çeçenler kazanmıştı. Bu dönem Rusya'nın dağıldığı yıllardı. 1999'da Ruslar yeniden Çeçenistana girdiler. 2000 yılında iktidara gelen Putin'i Putin yapan olaylardan birisi Kremlin'e bağlı bir Çeçenistan oluşturmayı başarmasıdır... Çeçenistanın da kendi kazanımları olsa da 2009'a gelindiğinde Ruslar oradaki direnişçi gücünü yumuşatmış hatta kendi tarafına çekmişti.Bugün Ukrayna 'ya yönelik saldırılarda Rusya adına savaşan, hatta açıklamalara bulunan isimlerden birisi Çeçen lideri Ramazan Kadirov oldu. Putin'in Çeçenistandaki isyancı güçleri kendi yanına çekme politikasının örneklerinden birisi olarak Kadirov'un Rusya adına açıklamaları benim dikkatimi çekiyor, eminim sizin de çekiyordur. Kadirov hafta başı Telegram'dan yaptığı açıklamada Mariupol Limanı'nı ve aynı zamanda Kiev'i de alacaklarını iddia etmişti. Putin'de Kadirov'a korgeneral rütbesi verdi, hatta Batı basını onu Putin'in sembolik olarak oğlu olarak tanımlıyor. Rusya'ya karşı isyan eden bir ulusun liderinin Putin adına ön saflarda savaşması konusu artık edebiyatın mı, siyaset biliminin mi ,psikolojinin mi konusu olur bilinmez ama Putin'in düşmanlarını ve isyancılarını dönüştürme stratejileri üzerine önemli bir örnek teşkil ediyor...BEDROS BEY İLE CUMHURBAŞKANIMIZ...Geçen hafta yolum Özel Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi'ne düştü. Ermeni cemaati tarafından II. Mahmut'un fermanı ile 1832 yılında kurulan Hastane'nin binası aynı zamanda tarihi bir öneme sahip. Hastane'yi yıllar önce görmüştüm, bir hayli eskimişti ve tadilata ihtiyacı vardı. Bugünkü halini görünce çok şaşırdım. Müthiş bir değişimden geçmiş... Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı tarafından yönetiliyor. Şu anki yönetim kurulu başkanı Bedros Şirinoğlunu da bu vesileyle ziyaret ettim.Bedros Bey Cumhurbaşkanımızı Kasımpaşa'da top oynadığı dönemlerden beri tanıyor ve de çok seviyor... "O zamandan belliydi lider olacağı" diyor. "Kasımpaşa'da takımın diğer üyelerini, kendinden küçükleri kollar, ihtiyaç sahibini gözetir, üşüyene ceketini verir, tam bir mahalle abiliği hamilik yapardı. Bu Hastane bugün bu hale geldiyse O'nun desteği sayesinde oldu. Önceden kırılan camlarımız bile değiştiremezdik, vakıf arazilerimizi kullanamazdık. Muhatap bile bulamazdık. Belediye Başkanlığı döneminden bu yana ne zaman ararsak ulaştığımız birisi oldu, geldi, ilgilendi, her türlü imkanı bize açtı. Bana abi der, her zaman ulaşırım, ne isteğimiz varsa dinler, yapabileceği bir şey varsa mutlaka kısa sürede yapar..."Sadece Yedikule Surp Mırgiç Hastanesi değil Ermenilere ait binaların, vakıf mallarının iadesi, kilise ve sinagogların restorasyonu konusunda son 20 yılda çok şey yapılmış. Akdamar Kilisesi başta olmak üzere 12 kilise restore edilmiş, sinagog, kilise, havra gibi bütün ibadet yerleri ibadete açılmış. İstanbul her zaman kültürlerin, milletlerin kaynaştığı bir yer olmuş. İstanbul'un iki komşu mahallesinden, iki insanın dostluğunu dinlemek çok hoş oldu. Bedros Bey ile daha geniş bir zamanda