Bazen bazı şeylerin değerini kaybedince anlarız... Futbolla yatan, futbolla kalkan bir ülke olarak bu alanda da keşkelerimiz hiç de az değil.Galatasaray'ın UEFA ve Süper Kupa şampiyonlukları sonrası "Demek ki başarılabilirmiş" inancıyla sınır ötesine taşınan rekabet, Avrupa maceralarına uzun zamanlar çok daha farklı anlamlar yüklenmesine neden oldu.Yüklenen anlam güçlüydü ama futbolumuzun ancak bir başka yazının konusu olabilecek handikapları hedeflenen tahminin önüne geçti.Üstelik eldekinin değerini "UEFA Ülkeler Sıralaması'nda 20'nciliği görünce ve şampiyonumuzun ancak ön eleme oynayarak Devler Ligi'ne girebileceği gerçeğiyle yüzleşince anlayabildik.Uzun zamandır futbola meraklı olanlar eline hesap makinesini almış, beraberlikler, galibiyetler, olasılıklar üzerinden ülke puanı hesaplıyor...Oysa, "Hafta sonu derbi var" edip, grup maçlarına yedek kadroyla çıkanı da görün, takımda rotasyon yapmayı Avrupa maçlarında hatırlayanları da...Türk filmlerindeki baba parasıyla hovardalık yapan gençler misali...Neyse ki önceki gece ilk kez Avrupa'da mücadele eden dört temsilcimiz aynı günü galibiyetle bitirdi ve epeydir hasret kaldığımız büyük bir işe imza attı.Trabzonspor'un, Fenerbahçe'nin, Sivasspor'un, Başakşehir'in aldığı göz kamaştırıcı galibiyetlerin ne kadar değerli olduğunu anlamak için gelecek iki sezonda bizi neler beklediğine bakmak gerek...Seneye de ondan sonraki sene de şampiyonumuz öne eleme oynayacak, 3 ekibimiz de bugün başarısızlık olarak gördüğümüz, o kademeye inmemek için mücadele ettiğimiz UEFA Konferans Ligi'ne gidecek.Henüz yaşamadığımız için ülke futbolu açısından bu durumun vahametini henüz idrak edebilmiş değiliz.Bugün