Önce akademi... yaa!

Hemen her yıl, sezon sonunda aynı gündeme geliyoruz: "Yabancı futbolcu sayısı sınırlanmasın... Ya da aynen kalsın!" Yıllar önce, 2015'de Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim tarafından önerilen ve yürürlüğe konan yabancı futbolcu kontenjanı ile ilgili kararlar, kısa sürede tavsatıldı. Kısıtlamalar, geliştirme programları, alt yapıya dönük yatırım primleri vb... Terk edildi kısır tartışmalarla bir tür "yap boz"a dönüştü. Yabancı futbolcu sayısını 14'le sınırlayan aynı sayıda Türk futbolcuyla sözleşme yapılmasına da olanak tanıyan bu sistemin temel amacı, "Türk futbolcuların korunması" idi. Uygulamalarla alt yapıdan yetişen gençlerimiz, Avrupa liglerine transfer edilebilirdi. Evet gittiler ama çoğu oradaki standartlara uyamadılar. Terim'in önerdiği, alkışlarla kabul gören kararların bazısı, üzerinden bir hafta bile geçmeden uygulamadan kaldırıldı. Kulüpler, yabancı futbolcu lisans ücretlerinin bir bölümünden oluşacak fonla yerli oyuncu yetiştirme ve oynatma karşılığında verilecek destekleme priminden vazgeçtiler. Böylece yabancı oyuncular için kademeli olarak ayrılan yüksek payların artmasını önlediler. Giderlerden kaçarken, alt yapıdan kendilerine dönecek teşvik fonlarından da vazgeçmiş oldular. Sonrasında, sahadaki 11'ler üzerinde uygulanan kısıtlama kararları gündem oluşturmaya başladı... Bilinen 83 kontenjanı, her yıl yabancıların 1 eksilip, yerlilerin 1 artmasıyla 74... 65 biçiminde değişerek uygulanacaktı. Öyle mi oldu Hayır! Türkiye Futbol Federasyonu, kulüplerden gelen ısrarlı başvurular ve pandemi, deprem gibi "zorunlu haller" nedeniyle dört yıldan beri 83'ü sabitleyerek sayısal değişimi sürekli erteliyor. Kulüplerin performans durumları, Avrupa ile rekabet koşulları ve Süper Lig'in kalitesi (!) gibi kaygılarla vitesi boşa atma talepleri bir tür durağanlık yaratıyor. Gelişmeyi önlüyor. Alt yapıda yaş gruplarına ayrılmış özel eğitim programları da tıkanmış durumda. Konuyla ayrıntılı biçimde ilgilenen arkadaşlar pandemi ve deprem nedeniyle Türk gençlerinin futboldan uzak kaldığını belirterek "Önümüzdeki yıllarda hiç beklemediğimiz bir yerli futbolcu yokluğuna tanık olacağız." diyorlar. Seslerine kulak verilmeli. Bir de Nihat Özdemir'in başkanlığı döneminde kulüplere terk edilen "futbol akademileri" programlarına bakılmalı. Şimdi kulüplere sorulsa, "Akademileri ne yapıyorsunuz" diye... Korkarım ki verecek yanıtları yoktur. TFF, "The Game Plan" adıyla tanıdığımız stratejik hedeflerle ilgili bir program ilan etti, biliyorsunuz. Yerli-yabancı sayıları için kulüplerle uzun uzun pazarlık oturumları nihayet 83 kararıyla sonlanmışken, TFF yetkilileri şu stratejik programlarla, futbol akademileriyle ilgili bilgi verseler, belki önümüzü göreceğiz. Her neyse... Herkes günü kurtarmış görünüyor. Şimdi herkes rahat... Asıl sorun, yine gençlerin yetişmesinde... Bilmem anlatabildim mi Akademi..yaa!Aldo Baldini: İl Nostro İtalianovar taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6949031;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-"