Jesus böyle istedi

Popüler kültür böyledir. Güzel ve olumlu bir gelişme görüldüğünde kitleler halinde bir gönüllüler ordusu devreye girer. Destek verilir, alkış tutulur, övgü üstüne övgü yazılır. Hiç itiraz etmeden Jorge Jesus ve takımı Fenerbahçe'ye futbolsever ahalimizden adanan şarkılara ben de eşlik ediyorum. İyi, güzel ve heyecanlı bir durum. Kimsenin şikayet ettiği yok! Ne var ki gönül gözü, parlak ve renkli Fenerbahçe manzaralarını adeta okşayarak temaşa ederken, oyunun gerçeklerine de kapanıyor zaman zaman. Dün en azından ilk yarıda Fenerbahçe'nin görünmeyen, ihmal edilen gerçekleri ön plandaydı. Daha ilk çeyrek saat dolmadan, 14. dakikada Güray Vural'ın soldan ortasına iki adım atıp alçak uçuşla kafayı yapıştıran Haji Wright golünü çakıverdi. O gole rağmen Fenerbahçe beklenen reaksiyonu gösterebildi mi Hayır. Serdar Aziz ve Szalai dahil takımca hücum oynadılar ama, etkili bir pozisyona giremediler. Orta alanda yaratıcı oyun ve pozisyonlar sergileyemediler. Jesus bu statik duruma devre sonuna kadar sabretti. İkinci yarıya başlarken Lincoln'le Emre Mor'u değiştirip daha koşucu ve yorucu ekip kimliğine döndüler. Sonrasında Crespo Zajc değişikliği de yaşanacaktı ama takım hocanın kafasını okuduğundan peş peşe iki golü araya sıkıştırıverdi. 55'de Batshuayi King'in direkten dönen vuruşunu tamamlarken, 62'de Güray'ın topa elle temasından gelen penaltıyı yine Batshuayi kullandı ve Fenerbahçe maçı hem eline hem de ayağına alıverdi. Sakatlık geçiren Belçikalı'yı Alioski ile değiştirirken, oyunun senaryosunu hafta sonundaki Fenerbahçe-Galatasaray derbisine göre sahnelemeye başladı. Serdar Aziz'in de hücumda sık sık rol alması, iştahla gol arayışı acaba bu senaryonun gereği miydi bilmiyoruz. Şurası kesin