Darılmak yok, alkış var!

Hadi artık perde kapanırken gerçeği söyleyelim: Beşiktaş kendi sahasının efendisi olamadı! Son 5 maça bakın, sadece 1 galibiyeti var Hayır, bu beraberlik için Valerien Ismael'i yargılayacak değilim. Futbolculara çullanmak da haksızlık olur. Tipik bir sezon sonu yorgunluğu Hedefsizlik, motivasyonsuzluk. Fiziksizlik.. Cezalılar var, oynayamayacak sakatlar var. Pazarlıkta kararsızlar var. Eh, biraz da kısmetsizlik var. 26 top direkten döndü. Son topu oraya nişanlayan (!) da Batshuayi! Konyaspor maçı isteyen, sahiplenen, Avrupa vizesini yakalamış olmanın huzuruyla iyi oynayan konuktu. Skubiç'i hak ettiği saygıyla uğurladılar. Hepimizin evladı, sezona adını bırakıp aramızdan ayrılan takım arkadaşları Ahmet Çalık'a güzel bir maç armağan ettiler. Savunmadan Uğurcan, Adil ve Guilherme ile, orta alanda çok koşan Soner'le kanatlarda Michalak ve Amilton'la, golü atan akıllı ve hızlı adam Rahmanoviç ile alkışı hak ettiler. Beşiktaş'ta üçlü savunma hemen her hafta değişiyor. Hele ki Welinton ve Vida yokken, Serdar, Necip ve Montero ile bir araya gelip Konyaspor gibi bir takımla baş etmek hiç de kolay değil. Buna rağmen yedikleri gol için onları eleştiremem. Rahmanoviç'in sağdan en solda Michalak'a attığı uzun ve akıllı top, o arkadaşından gelen topu da yakalayarak gollük vuruşu yapması maçın en iyi görüntüsüydü. O golde genç stoper Serdar, Michalak'la mücadele ederken, iki adım arkasında seyreden arkadaşına da, eh artık, bir şey (!) diyemiyorum. Beşiktaş'ta oyunu kazanmak için kendini paralayan, duran toplarda, ikili mücadelelerde istek ve enerjiyle mücadele eden Ghezzal, şutlarda talihsizdi. Ya kaleci Sehiç'e attı topu, ya da rakibine nişanladı Bakın bu rakibe nişanlama (!) tablosu çok sinir bozucu Özensiz, heyecansız, kontrolden