Haraç, gasp, soygun

Haraç sözcüğünün sözlükte iki karşılığı var:

1- Bir kimseden ya da bir yerden zorbalıkla alınan para.

2- Tarih terimi olarak Osmanlı döneminde genel olarak toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi.

"Müslüman olmayanlardan alınan toprak vergisi" anlamına da geliyor.

"Haraç kesmek caiz midir" başlıklı bir sorunun yanıtı kısaca şöyle: Büyük günahtır.

Bir de "haraç mezat" diye güzel bir deyimimiz var. Şöyle bir örnek veriliyor: İflas eden birinin haraç mezat satışa çıkardığı evini almak yasaldır ama helal değildir.

Helaldi haramdı kimin umurunda, kim kaçırır kelepiri diyeceksiniz!

Haraca dönelim...

Ülke dışına çıkanlardan hangi nedenle bilinmez 50 TL alınıyordu. Kalkacak denilirken 150 TL'ye çıkmıştı. Bugün için 150 TL nedir ki! Artmıştır diye düşünüyordum, hayret, artmamış!

Demek ki ya gözden kaçtı ya sırası gelmedi. Korkarım en az iki katına çıkması yakındır!

Ağzından yel alsın demeyin, almaz!

Bu yurtdışına çıkış harcı nedir Haraç değil mi Çevremizdeki ülkelerden hangisinin yurttaşları ülke dışına çıkarken para ödüyor

Yurtdışına çıkma harcı filan değil haracı, anayasaya, insan haklarına, genel olarak hukuka açıkça aykırıdır.

Barolar Birliği'ne çağrıda bulunuyorum: Yurtdışına çıkma haracının kaldırılması için dava açılmalıdır.

Bu para yurttaştan zorbalıkla, bileğini bükerek alınmıyor ama ödemezsen ülke dışına çıkamazsın. Zorbalık değil mi bu

Yurtdışına çıkma harcı denilen şey haracın en hafifinden bir örneğidir.

Şu ya da bu verginin durup dururken iki katına çıkarılması da bir haraç örneğidir.

Motorlu taşıtlar vergisinde yapıldığı gibi.

Bu iki katına çıkarma haracına karşı da dava açmak hakkımız vardır.

Gaspa bakalım...

Bir kimseye ait olan malı onun rızası olmadan almak anlamına geliyor.

Bildiğim kadarıyla henüz evlere, mülklere el konulmuyor.

Buna karşılık kamu malı olan, yörede yaşayan insanların ortak kullanım alanını oluşturan topraklar, özel ya da yabancı sermayenin çıkarına devlet tarafından gasp edilmektedir.