Taksi durağında bir gece

Artık taksi bağlantılı herhangi bir olaya şaşırmama kararı alalı epey olmuştu. Şunu kabullenmiştim: Bu araç, canı istediği zaman istediği kişiyi alıp tabii ki yine kendi istediği yere götürmeye yarıyordu. Otostopun paralısı gibi düşünün. Ve tabii ki aldığı paradan da memnun olmayanı. Eğer bir taksiye kabul edilecek kadar şanslıysanız yolculuğunuz boyunca terapist görevi üstlenmek zorundasınız, çünkü bu hayat bir tek taksicilere pahalı ve zor. (Pardon bir de ev sahiplerine). Onlar söylenecek, siz dinleyeceksiniz ve şükredeceksiniz; kalmadınız yolda. "Şükretme" kısmı abartılı gelmesin, bir şoför arkadaşın bana önerisidir; beni saat 18.00'de makamına kabul ettiği için şükretmem.Neyse, son zamlardan sonra biraz daha kolaylaşmıştı kabul işlemleri derken, iki hafta sonudur fantastik deneyimler yaşamaya ve duymaya başladım. Lafı dolandırmadan söylersek; özellikle hafta sonları gece hiçbir durakta ve uygulamada taksi bulunmuyor. Durakta telefonu açan bıkkın kişinin konuyla ilgili yorumu; "Siz ne biliyorsanız ben de onu biliyorum". "Bi Taksi" yoğun talepten ötürü yardımcı olamadığı için özür dilerken, "Uber"de sırayla bir takım şoförler tarafından önce kabul edilip beklerken yarı yolda bırakılıyorsunuz. Hatta bir tanesi arayıp "Nereye gideceksiniz" diye sordu ki bu Uber'den beklediğimiz son şey aslında. "Yazdım ya" dedim, "Kabul etmeden göremiyorum" dedi ve tabii ki güzergahı beğenmeyip iptal etmemi istedi. Müşteriyi nereye gideceğini bilmeden kabul etmeni öngören uygulamaya Türk işi çözüm.Bu hafta ise Beyoğlu'nda gerçekten "Şuraya bir kamera koyup çeksek ya" dedirtecek bir taksi durağı şovuna tanık olduk. İnsanlar boşuna senaryo yazıyor, hayat ısrarla daha şaşırtıcı. Bir kere artık oraya "durak" denilemez, çünkü insanlar gruplar halinde "yerleşik düzene geçmişler". Belli ki uzun süredir orada herkes ve gideceklerine dair pek umutları yok. Önümüzden sarı arabalar boş geçiyor, her grup kendisini beğendirecek hamlelerde bulunuyor, bu arada bekleyenler arasında minik tanışıklıklar, ahbaplıklar doğmakta. "Siz ne tarafa", "Biz şuraya". Yavaş yavaş herkes herkesin nereye gitmeyi hayal ettiğini bilir oluyor, bir araba bulunsa paylaşmaya hazırız ama ne mümkün.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6759297;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6759297;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({