Hayatın sahneye yansıması

Pandeminin hayatımızın pek çok alanını esir alırken tiyatroyu tüketememesini hayranlıkla karşılıyorum gerçekten. Hem de burada saymakla bitiremeyeceğim onca olumsuzluğa, en önce maddi yüklere, destek yoksunluğuna rağmen. İşin en umut verici tarafı da bu ülkeye ve bu zamana dair dertlerin anlatıldığı yerli metinlerin çoğalması ve dolaysızca seyirciyle buluşması. Bu yüzden tükenmiyor bu sık sık helvası kavrulmaya niyetlenilen sanatın ömrü diye düşünüyorum. Her alana, her şarta bir şekilde ayak uydurmayı beceriyor.Şu sıra mesela bolca tek kişilik oyun çıkıyor seyirci karşısına ki bu hiçbir zaman bu kadar haklı sebeplere dayanmamıştı. Az kişiyle prova yapılabiliyor, kolayca turneye çıkılabiliyor, her temsilde bir sürü insanın sağlığı tehlikeye atılmamış oluyor. Bir de galiba bu doğrudan, bu bire bir ilişkiye seyircinin de ihtiyacı var bu dönem. Kendisini içine dert olan bir konuda bir dostuyla sohbet etmiş gibi hissediyor, aklından geçenlerin sahneden yüksek sesle dile getirilmiş olmasından dolayı bir rahatlama duygusuyla çıkıyor salondan.Tiyatromuzun üretken yazarlarından Özen Yula'nın İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahnelediği tek kişilik oyunu "Hayat Der Gülümserim" mesela, çocukluğuna, gençliğine dair tanıdık, bildik şeyler bir bir elinden giden bir kuşak için hayatla kucaklaşma niteliği taşıyor adeta. Mekân, AVM yapılmak üzere yıkılacak bir tiyatro sahnesi. Ben diyeyim Taksim Sahnesi, siz deyin Muammer Karaca, hatırlayın ne anılarınız vardı o salonda. Sema Keçik'in oynadığı aktrisin de ömrü o sahnede geçmiş. Bu kez gölgeleri duvarlara sinen karakterlere, fısıldaşıp kaçışan repliklere veda etmek için geliyor ve son kez sahneye çıkarak bize o güne dek sözü edilmemiş "sıradan" altı kadının hikâyesini anlatıyor. Bir Osmanlı kadını da var aralarında, 2000'lerde taksi şoförlüğü yapan bir kadın da, '70'lerde "yasak aşk" yaşayan bir şarkıcı kadın da. Farklı dönemler, farklı kadınlar, tanıdık duygular. Seyircinin reaksiyonundan anlaşıldığı kadarıyla en tanıdık olan duygu da kaybedilen değerlere duyulan özlem. Kendi diyecekleri o sahneden ele güne karşı dile geldikçe heyecanlanıyor insanlar. Bunları etkileyici bir kadının böyle güçlü bir şekilde dillendirmesi de iki kere coşku yaratıyor salonda.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6684544;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6684544;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({