Meclis kavgaları bitmez

Meclis kavgalarında iktidardakiler suçu kendilerinde aramalıdır. "Siyasi eşkıya, kalibresi bozuk, cins, cibilliyeti bozuk, adam değil, kifayetsiz muhteris", "Haysiyet fukarası, sefil, zavallı, gafil, namert, kifayetsiz, yüzsüz" Bu sözleri en tepedeki zat ana muhalefet partisi başkanına söylüyor. Böyle ağır ithamlar, ister istemez, halk arasında, milletvekilleri arasında büyük uçurum açıyor, taraflar birbirlerine sözle girişiyorlar, yetmiyor yumruklarını konuşturuyorlar, silah çekmeye ramak kalıyor. Önceki gün TBMM'de, iktidar partisinin bir milletvekili, muhalefet partisinin bir milletvekilini az kalsın hayattan koparıyordu. TBMM'de ölümlü tartışmalar daha I. Meclis'te başlamıştır. Millî Mücadele'yi yürüten I. Meclis'te iki keskin grup vardı. Mustafa Kemal Paşa'nın etrafında kümelenenler ile Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey'in başını çektiği grup. Ali Şükrü, "muhalif grup" inisiyatifinin de ötesinde aşırı tavır sergilemesini canıyla ödemiştir. Muhalefeti çok sertti. Hemen her konuda kürsüye çıkmıştır. Men-i Müskirat Kanunu'nu (içki yasağı) o hazırlamış ve büyük tartışmalardan sonra Meclis'te kabul edilmişti. Ali Şükrü, milis güçlerin daha iyi savaşacağını ileri sürerek "düzenli ordu"ya da Başkumandanlık Kanunu'nun uzatılmasına da karşıydı. (Sakarya Savaşı arifesinde M. Kemal Paşa'nın başkumandanlığının uzatılmasını kabul etmiş, muharebeden sonra tekrar muhalefete geçmişti), İstiklâl Mahkemeleri'nin kurulmasına itiraz eden de saltanatın kaldırılmasında karşı tek oy kullanan da oydu. Ali Şükrü, Lozan delegasyonuna da itirazı vardı. 27 Mart 1923 günü Ali Şükrü, birdenbire ortalıktan kayboluyor. Sonra Topal Osman Ağa'nın evinde öldürüldüğü öğreniliyor. M. Kemal Paşa, Topal Osman Ağa'nın yakalanmasını isteyince çatışma çıkıyor. Topal Osman Ağa, 12 adamıyla birlikte hayatını kaybediyor. Ali Şükrü öldürülen ilk mebus değildir. I. Meclis'e katılmak için yola çıkan Trabzon Mebusu İzzet Eyüpzade Samsun-Çarşamba civarında ormanlık arazide ölü bulunmuştu. (6 Mayıs 1920). II. Meclis'te de Deli Halit Paşa öldürüldü. Savaşlarda gösterdiği olağanüstü cesaretinden dolayı "Deli" lâkabıyla anılan Halit