Abdullah Gül niye konuştu

Abdullah Gül çok titiz... Kılı kırk yarıyor. Ne zaman nasıl konuşacağını ölçüyor, biçiyor, arada tereddütler de geçiriyor, sonra hadi konuşayım, diyor. Fazilet Partisi'nde, Necmettin Erbakan'ın adayı Recai Kutan'a karşı genel başkanlığa aday olmuş ve 112 oyla kaybetmişti, biliyorsunuz. Ak Parti'nin kurulmasına cesaret veren de Abdullah Gül'ün bu hamlesiydi. Kılı kırk yaran, tereddütlü bir insan Erbakan'a rağmen aday oluyor... Şaşırtıcı. (Erbakan o sıra yasaklıydı.). Şu da bir gerçek: İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan beri R. T. Erdoğan'ın aklında yeni bir parti kurmak vardı. Biliyordu ki, parti paran varsa kurulur. Bunun hesabını baştan yapmıştı. (Parti için nasıl para tonlandığı tevatürünü burada yazmayayım. Hâliyle tevatür... Delil ortaya koyamayız. O sıra R. T. Erdoğan'a yakın bir haftalık dergide de çoklukla adımı koymadan yazıyordum. Derginin sahibi bilinen bir isim. Çok dürüst, müttekî bir arkadaş. Onun için olacak, bir kere sonlarda, seçilmesin diye aday gösterdi ama seçildi. Bir daha aday göstermedi.) Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi atmosferine girildiği şu sıra Abdullah Gül sahneye çıktı. Yine R. T. Erdoğan'ın gadrine uğramış bir gazeteciye Mehmet Ocaktan'a konuştu. Mehmet mi ısrar etti, yoksa cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışılırken kendimi göstereyim mi dedi, bilmiyorum. (Mehmet'le eski bilişiz. Çok önce aynı gazetedeydik. Pek bilinmez, o şiir de yazar. İkinci Yeni şairleri arasında sayılır. Bizim "Edebiyatımızda İsimler" kitabımızda da yer almıştır. "Dini bütün" Mehmet, isim yapmak için sol liberallere yanaşmalı, dedi. Yanaştı ve "mükâfatını" gördü! Ekranlara çıkmaya başladı. Tabiî öncelikli şart etnisiteyi öne almak ve özellikle sık bahsetmek, HDPPKK'yla paralel ifadeler kullanmaktır. O da hakkını veriyor doğrusu. Tebrik etmek lâzım!) Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin adayı olacaktı. Ancak bir aday daha çıkınca, kendisini geri çekti. Seçilmeyi garantilemek istiyordu. Sonra çok az konuştu. Arada Saray'ı kızdıracak tivitler attı. Son açıklamalarından biri Gezi Davası'yla alâkalıydı. R. T. Erdoğan, kendisini mahkeme başkanı yerine koymuş, hükmünü vermiş, mahkemeye de tasdik etmek kalmıştı. Yedi kişi mahpus şimdi. A. Gül, muğlak ifadeler kullanmadan, açık yüreklilikle: "Bu dava yargılama süreci açısından da ileride utanılacak bir yargılama süreci olarak anılacaktır." deme "cesaret"ini gösterdi! (Röp. Murat Sabuncu, T24, 26 Nisan 2012) Abdullah Gül, ister kendisi konuşmaya talip olsun, ister mülâkat talep edilsin, şu seçim atmosferinde, muhalefetin halkla paylaşacağı önemli sözler ediyor. A. Gül'ün de, R. T. Erdoğan'ın da çıkış menşei aynı. Sözleri onun için önem taşıyor. Sırf R. T. Erdoğan'la yollarını ayırdığı, daha doğrusu, R. T. Erdoğan'ın kenara itmek için, manevralar yaptığı için bu sözleri