ABD, SolHDP ittifakının neresinde!

Seçimler yaklaşırken üçüncü ittifak da kuruldu. Hayırlı olsun, demeyeceğim. Sosyalistkomünist partilerin bir kısmı etnikçibölücü HDPPKK ile birleşti. Daha doğru ifadeyle HDPPKK'nın kuyruğuna takıldı. HDP, Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) "Emek ve Özgürlük İttifakı" adıyla bir araya geldi. Türkiye Komünist Hareketi, Halkın Kurtuluş Partisi ise HDP'ye yamanmadı. (Başka sosyalist-komünist partiler de var. Partilerin hedefleri kitlelere ulaşmaktır. Bu kadar çeşitli sol partiler nasıl kendilerini anlatıp da oy isteyebiliyorlar Hakikaten anlamak güç!) "'Post-politika' (post-demokrasi) olarak adlandırılabilecek bir zaman diliminde, 'yeni Türkiye' ve 'eski Türkiye' diye adlandırılan iki önemli aktörün yaratığı retorik ve arkaik antagonistik ilişki ağına, yeni bir hegemonik eklemleme ile dahil olan HDP", Türkiye'de sosyalizmin de öncüsü! Tırnak içindeki HDP tarifi Ömer Tekemir'in "Radikal Plüralist Demokratik Parti Olarak HDP'nin "Başka Türkiye" Önerisi: Hasım Politikası, Agonizm ve Popülizm" (A.Ü. SBF Dergisi, S. 4, 2016) başlıklı makalesinin "Öz"ünden aldım. Makalelerde, girişte, "özet" verilir ya, Ömer Hocamız da "öz" demiş. Hocamızın böyle kendince başka anlatışları da var. Bir örneği verdiğimiz cümle. Çok ilmî! Pardon! "İlimsel" mi demeliydim!) Yalnız Ömer Tekdemir'in şu anlatışı bugüne uzanıyor: "Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) içinde ki ideolojik tartışmalar ve ayrılıklar sürecinde, ÖDP parti olarak bünyesinde bulunan bir sürü farklı franksiyonda ki sol gruplara agonistik çoğulcu bir alan yaratmayı başaramamış ve demokratik liberal bir sol tavır ile kapsayıcılık özelliğini yitirerek etkili bir aktör olmaktan uzaklaşmıştır. Dolayısıyla ... HDP fonksiyonel olarak bu görevi yürütmüş ve çeşitli ulusal ve uluslararası düşünsel, siyasal, akademik tartışmalarda bu değişim rüzgârının Türkiye'deki temsilcisi olarak gösterilmeye başlanmıştır." (s. 1214) Ö. Tekdemir'in şu görüşünü de not edeceğim: "PKK Ortodoks-Marksist devrimci çizgisini terk edip, post-marksist, post-yapısalcı yani Gramscici bir ideolojik-politik ve elbette pratik bir çizgiyi (özellikle 'hareket savaşı'ile birlikte 'mevzi savaşı'na daha çok başvurulması açısından) inşa etmeye yönelmiştir."