Suriye'yle diyalogda çekinceler

Türkiye'nin ekonomik zorluklar içine girmesi, Doğu Akdeniz'de aleyhinde oluşan ittifakları dengelemeye ve içine düştüğü "değerli yalnızlık" sıkıntısından çıkmaya ihtiyaç duyması, dış politikada sert manevralar yapmasını zorunlu hale getirmiştir. Türkiye'nin "U dönüşü" yapmasının sebebi, Arap Baharı'nın etkisiyle, Müslüman Kardeşler (İhvan) anlayışına dayanan ve liderliğini de üstlendiği bir coğrafyada etkinlik sağlama düşüncesinin gerçekleşemeyeceğini anlamasıdır. İsrail'le ilişkilerin bozulmasının sebebi ise iç politikada prim yapma düşüncesiydi. Şimdi ilişkilerinin bozulduğu ülkelerle arayı düzeltmeye ve yapılan hataların sebep olduğu politik ve ekonomik zararları telafi etmeye çalışmaktadır. Suriye sorununun temelinde de İhvan anlayışı vardır. Bu anlayışın da katkısının olduğu çeşitli terör olayları, ülkeyi savaş alanı haline getirmiş, milyonlarca geçici sığınmacı Türkiye'ye gelmiş, bunların yarattığı kaos, sosyolojik ve ekonomik zararlar artmıştır. Başlangıçtaki hatadan dolayı ortaya çıkan güvenlik sorunları ise, her şeye rağmen, operasyonlarla giderilmiştir. Düzeltilmeye çalışan ilişkilerde muhatap sadece Türkiye ve Suriye olmayıp, sahada Rusya, ABD, İran, radikal ve ılımlı cihatçı gruplar ve terör örgütleri de bulunmaktadır. Diyalog ve ilişki kurulmasını etkileyen faktörler çok boyutludur. Diyalog kurulabilecek mi Bugüne kadar izlenen politikaların geride bıraktığı tahribatın onarılması emek istediğinden, diyaloğun kısa zamanda kurulabilmesi zordur. Suriye, Türkiye'den üst düzeyde verilen diyalog mesajlarına henüz bir reaksiyon göstermemiştir. Suriye rejimi, Türkiye'nin 11 yıldır yönetimini yıkma politikası ve uygulamalarını bir anda göz ardı etmekte zorlanmaktadır. Yönetimde etkili kişilerin, sağlıklı bir diyalog için, Türkiye'nin kontrol altında tuttuğu bölgeleri boşaltması gerektiğini ifade etmeleri dikkat çekmiştir. Suriye'nin, SMO, Türkiye'deki muhalefet karargâhı ve sığınmacıların geri kabulü konularında sıkıntılı olduğu da görülmektedir. Sığınmacıları, ekonomik ve siyasi nedenlerle kabul etmek istemediği de söylenmektedir. Türkiye ise, iç politik kaygılarla, diyalog için verdiği mesajları, gelen ve gelecek olan tepkilere göre düzeltmeye ve yumuşatmaya ihtiyaç duymakta, Suriye'yle diyalog ve normalleşmede, bugüne kadar savunduğu politikadan "U dönüş" yaptığı intibaını vermemeye çalışmaktadır. Üstelik "Güvenli Bölge" konusunda ısrar ettiğini de her fırsatta vurgulamaktadır. Diğer taraftan Suriye'nin bir SDGYPGPKK özerk bölgesine rıza göstermesi durumunda, Türkiye'nin de, bir SMO özerk bölgesi kurulmasını gündeme getirmesi söz konusudur. Diyalogun kurulmasında Rusya'nın, Suriye üzerinde etkili olması, Türkiye'yle de görüşerek bir görüş birliği oluşturmasına imkân yaratması mümkündür. ABD'nin normalleşmeden kaçındığı da dikkate