Suriye harekâtı bekletilecek mi

Dikkatler, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine ve dolayısıyla Madrid'de yapılan NATO zirvesine çevrildiği bir ortamda Türkiye'nin, uzun bir süredir gündemde tuttuğu Suriye harekâtını, hazırlıkların tamamlanmasını müteakip başlayacağını açıklasa da, gelişecek duruma göre hareket etmek üzere, kısa bir süre için beklemeye aldığı anlaşılmaktadır. Bu iki konu birbiriyle ve Rusya-Ukrayna savaşının gidişatıyla da ilgilidir. Gelişmelerin, Türkiye'nin Suriye operasyonunu çeşitli boyutlarıyla etkileyebileceği düşünülmektedir. İsveç ve Finlandiya'nın üyelik sürecinin Suriye harekâtına etkisi Bu iki ülkenin NATO'ya üye olma hususunda Türkiye'nin itirazının sebebi, bu ülkelerin terörü desteklemesinden, himaye etmesinden ve ona gösterdiği müsamahadan kaynaklanmaktadır. PKKPYDSDG, FETO ve DHKP-C bu terör kapsamındadır. Ayrıca uygulanan silah ambargosu da Türkiye'nin itiraz sebepleri içindedir. İsveç'in teröre gösterdiği müsamaha gözler önündedir. Suriye'de PYDSDG'ye verdiği destek de sorundur. Çözüm için NATO, Türkiye, İsveç ve Finlandiya, zirve öncesi bir araya gelmiş ve üç ülke arasında, Türkiye'nin tüm taleplerinin yerine getirileceğine ilişkin memorandum imzalanmış, İsveç ve Finlandiya bunları taahhüt etmiştir. Ancak somut sonuçlar görülmeden bunlara fazla itibar edilmemeli, göstermelik uygulamalar yapabilecekleri dikkate alınmalı, rehavete kapılmamalı, acele edilmemeli, önceki örneklerinde yaşandığı üzere tuzağa düşülmemelidir. Türkiye'nin endişelerini karşılamanın bir geri adım atma olarak nitelendiren bu ülkelere fazla güvenilmemelidir. ABD ise sorunların diyalogla çözümleneceğini söylemekte, ancak PYDSDG konusuna hiç girmemektedir. Çünkü onu desteklemekte ve müttefiki olarak nitelendirmektedir. Bu memorandumun içeriği karşısında ABD'nin PYDSDG konusundaki tavrı önemli olacaktır. Esasen bu memorandumun ön gördüğü hususlar diğer NATO ülkeleri için de geçerli olmalı, NATO da bunu onaylamalıdır. Fransa'nın da, Türkiye'yi bu ülkelerin NATO'ya alınmasına çomak sokan ülke olarak görmesi dikkate alınmalıdır. Türkiye, Suriye kuzeyindeki PYD tehdidini bertaraf ederek bir güvenli bölge oluşturmak için yapacağı harekâttan, gelişen yeni durum çerçevesinde vazgeçmemeli veya onu sınırlandırmamalıdır. Tam aksine somut sonuç alınıncaya ve tehdit kalkıncaya kadar tutumunda bir değişikliğe gitmemelidir. Bu davranış tarzı, Türkiye'nin ciddiyetini ve kararlılığını gösterecektir. Rusya-Ukrayna savaşının Suriye harekâtına etkisi Rusya'nın bu konvansiyonel savaşta fazla bir etkinlik gösterememesi, istediği sonuca hâlâ ulaşamaması ve gittikçe yıpranması, ilave güç ihtiyacı doğurmuştur. Bu ihtiyacının bir kısmını Suriye'deki kuvvetlerinden karşılama cihetine gitmiş, bu nedenle, Suriye'de