Kara harekâtının akıbeti

Kapsamlı kara harekâtı her an yapılması beklenirken, bunun değişik versiyonlarda gerçekleşmesinin veya yeni bir gelişmeye kadar ertelenmesinin de mümkün olabileceği anlaşılmaktadır. Buna ABD ve Rusya'nın, operasyonun yapılmaması yönündeki tutumlarının ve bu kapsamdaki tekliflerinin etki ettiği değerlendirilmektedir. Gecikmenin nedenleri Kara harekâtının; sivillere zarar vereceği, IŞİD'le mücadeleyi etkileyeceği, ABD askerlerine dahi zarar verebileceği gerekçeleriyle yapılmasına, ABD tarafından yapılan açıklamaların etkili olduğu anlaşılmaktadır. Hatta bu harekâtın yapılmasına gerek duyulmaması için Türk tarafına, YPGyi 30 km.nin altına çekmeyi önerdiği belirtilmektedir. ABD'nin önerileri arasında, YPGSDG'nin yeniden yapılandırılarak, Türkiye'ye tehdit oluşturan isimlerin tasfiye edilmesi, harekât bölgelerindeki yönetimlerde Arap unsurlara daha fazla rol verilmesi de bulunmaktadır. Bunun karşılığında Türk tarafı da, YPG'nin belirtilen bölgelerden çıkarılması için süre verildiğini, bu sürenin uzatılmayacağını ve çekilmezlerse harekâtı başlatacaklarını ifade etmiştir. Ayrıca ağır silahlarının bölgeden uzaklaştırılması, bunları denetleyecek gözlem noktaları kurulması ve bölgedeki petrol tesisleri üzerindeki kontrolünün sona erdirilmesi de talepler arasında yer almıştır. Rusya tarafı ise, bölgeyi yeni bir Türk operasyonundan korumanın tek yolunun, YPG'nin Suriye-Türkiye sınır şeridinden M4 yolunun güneyine çekilmesi, 30 kilometrelik bir tampon bölge yaratıp bu alanların Suriye ordusuna devredilmesi mesajını vermiş, ancak YPG bunu reddetmiştir. Görüldüğü üzere hem ABD, hem de Rusya Türkiye'nin operasyonunu durdurmaya çalışmaktadır. Suriye ise Türkiye'nin sahaya daha fazla girmesini istememektedir. Bütün bu gelişmeler, teklifler, talepler ve beklentiler, kara harekâtının gecikmesini, kapsamını veya yapılıp yapılmayacağını etkilemiştir. Nitekim Türkiye'nin Rusya'ya yaptığı bu konuyu müşterek çözme teklifi de bunu teyit etmiştir. Tarafların siyasi yaklaşımları Kara harekâtı, bir taraftan terör saldırılarına engel olmayı hedeflerken, diğer taraftan 30 km. derinlikte ve sınır boyunca oluşturulması öngörülen güvenli bölgenin, harekât alanları arasında kalan boşlukların kapatılarak, güvenli bölgenin batı bölgesindeki bütünlüğüne fırsat vermektedir. Tel Rıfat'a yapılacak operasyon ABD'nin işine gelirken, Suriye ve Şiilerin tepkisine neden olacaktır. Rusya'nın dengeleri bozmayacak şekilde bölgenin bir kısmına yapılacak harekâta ses çıkarmayacağı düşünülebilir. Münbiç'de ABD açısından bir sorun yok gibi görünmektedir. Ancak Suriye açısından sıkıntı yarattığından Rusya'nın gönülsüz davranabileceği, ancak fazla sorun çıkarmayacağı beklenmektedir. Kobani'ye ise, ABD'nin bölge açısından fazla bir itirazı olmasa da, IŞİD'le mücadeleyi etkileme şüphesi bulunduğundan, operasyonun