'Tek adam' rejiminin fişini çeken zamlar!

Alman düşünür Max Weber'in siyaset sosyolojisi neredeyse 100 yıldır dünya üzerindeki yönetim biçimlerine damgasını vuruyor.Weber'in kitaplarını ya da konuyla ilgili akademik makaleleri okuyanlar "Geleneksel otorite", "Yasal otorite" ve "Karizmatik otorite" kavramlarını çok iyi anımsarlar. Özellikle karizmatik otorite ve geleneksel otorite konusundaki görüşleri kutuplaşmaya elverişli toplumlar bağlamında dikkat çekicidir.Weber'in karizma tanımında lider, kutsal meselelerle de ön plana çıkar. Hatta geleneksel meşruluğu kullanır, günümüz ifadesiyle de inanç siyaseti yapar! Toplumu etkiler, Pirus zaferlerine imza atar.İşler bir süre iyi gider gibi gözükse de uzun vadede istikrarsız bir tablo kaçınılmazdır bu tip rejimlerde.Lider gücünü kaybeder, sistem çöker!Ne kadar tanıdık geldi değil miTürkiye olarak 20 yıldır bu durumu yaşıyoruz aslında.Geleneksel otorite ile yönetime gelip algı yönetimiyle karizmatik otoriteye doğru kayan, tek adamlık rejimiyle de ülkedeki güçler ayrılığını yok eden bir girdaptayız.Yolun sonu gözüktü artık! Son 48 saatteki zamlar bile karizma soslu geleneksel otoritenin sonunun geldiğini işaret ediyor...Her ne kadar teksesliliğe kilitlenen Türk basını, vicdansızca yapılan zamları "Yeniden değerleme, uygulama" gibi ilköğretim seviyesindeki sözcük oyunlarıyla çevirse, hatta koca koca devlet kurumları, "Zamları biz yapmadık, Miki yaptı" kılıfına sığınsa da Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en sıkıntılı günlerini yaşıyor.Elektriğe gelen yüzde 127 zam (hatta daha fazla), hemen akabinde doğalgaza yansıyan yüzde 25'lik artış, akaryakıta birer gün arayla yapılan "bindirim" ülkenin fişini çekmiştir.Çünkü bu üç kalemdeki yükseliş ülkenin üretim sektörünü etkilemekle kalmayıp gündelik yaşamın da soluğunu kesecektir...Üstelik bu "vicdansız", "akıldışı", "izan yoksunu" zamlar Cumhuriyet yazarlarının dikkat çektiği gibi enflasyonu tetikleyecek, güzel ülkemiz hiperenflasyon sarmalına girecektir ama bugün ama yarın!Sakın ola ki "Türkiye tarihinin en yüksek asgari ücret artışını verdik" söylemlerine inanmayın, çünkü o paralar elimize geçmeden gitti bile son iki günde!TÜİK yalanları sonrası, yarın öbür gün işçi-memur emeklilerine gelen (gelecek olan) maaş artışı için de aynı şeyleri söyleyebiliriz!O yüzden, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a hatırlatmakta fayda var: Artık kimse Hülya Avşar'ın, "Gerekirse simit yeriz", Ahmet Özhan'ın "Bir süre yarım ekmekle idare ederiz" fantezilerine kanmıyor. Hatta Sarıyer'de önceden belirlenip gidilen kahvehanenin halkı bile "geleneksel otorite" takviyeli "karizmatik otorite" modeline güvenmiyor Erdoğan'ın. Geçenlerde bir anket yayımlandı; bilmem dikkatinizi çekti mi Bir yıl önce bu zamanlar cumhurbaşkanlığı rejimine destek veren yüzde 44'lük kesimden 10 puan, parlamenter sisteme kaymış. Yine cumhurbaşkanlığı rejiminin ekonomik sistemine güvenenlerin sayısı aralık sonu itibarıyla yüzde