Tabanda uzlaşı!

İYİ Parti'nin ittifak kapılarını kapaması, eşzamanlı olarak HEDEP'in, büyükşehirler dahil her yerde aday çıkaracağını açıklaması, TİP'in de İstanbul'da yarışa gireceğinin sinyallerini vermesi 2024 yerel seçimlerini ilginç hale getirdi CHP için. Üstelik tam da Özgür Özel'le değişim rüzgârı eserken.

Şimdi Özel'e düşen görev, önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2019'daki uzlaşı doktirinini bir adım öteye taşımak, çıkaracağı adaylarla tabanda "milletin" ittifakını kurmak. Bunun mesajını da grup konuşmasında, "toplumsal taban" ifadesiyle verdi.

Elbette burada kilit mesele gösterilecek adaylar. Çünkü CHP lideri "özel" bir çalışma ortaya koyar, Antalya kampında üzerinde durduğu "halkçı belediyecilik" anlayışını gerçekleştirirse olası seçim zaferiyle 49 yaşında CHP tarihine geçer.

Konuyu derinleştirirsek Ankara, İstanbul ve Aydın büyükşehir adayları belli. Kısa süre içinde Adana, Hatay, Antalya ve Mersin'i de açıklayıp "kaybedilmemesi gereken" ilçelerde demografik yapı hassasiyetini ön planda tutmalı CHP lideri. Özellikle İstanbul için bir masa kurulmalı, o masaya oturanlar da kurultay sürecinde yaşananlardan arınmış isimlerden oluşmalı. Örneğin "kale" görünümündeki Kadıköy adayının, sosyalist kesimden oy alabilecek bir isim olması şart. Çünkü TİP'in bu bölgedeki ağırlığı biliniyor. Benzer durum Şişli ve Adalar'da da söz konusu. Ataşehir ve Büyükçekmece yıllardır sağ-muhafazakâr seçmene hitap eden kurucu başkanların sosyal belediyeciliğiyle kazanılıyor. Bu da belirleyici bir kriter çünkü Özgür Özel grup toplantısında, "Sosyal belediyeciliğin" altını çizdi ısrarla.

128 MİLYARI KONUŞSANIZA!

CHP, enflasyonun çıldırdığı günlerde kayıp 128 milyar dolar iddiasını ortaya atmıştı. Parti binalarına pankartlar asıldı, eylemler yapıldı. Konu Merkez Bankası'nın patronu Hafize Gaye Erkan'a da soruldu TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda. TCMB rezervlerindeki 128 milyar dolarlık kayıp dövizle ilgili açıklamasında "Benden önceki dönem" vurgusu yaptı, döviz rezervlerinin 60 milyar dolarının şirketlere, 50 milyarının bireylere gittiğini söyleyip kayıp 18 milyar dolara ne olduğuna açıklık getirmedi. 18 milyar dolar, ne yazık ki muhalefet kanalları dahil "necip" Türk basınında 18 dakika bile konuşulmuyor. Demirören Holding'in Doğan Medya'yı satın almak için Ziraat Bankası'ndan kullanıp geri ödeme takvimine uymadığı 895 milyon dolarlık kredi de kaynadı. Jeoloji mezunu sonradan bankacı Seçil Erzan'ın, futbol dünyasından çarptığı 43 milyon dolar kadar gündemde kalamadı devletin milyar dolarları. Evet, Seçil Erzan, güncel zamanın "Sülün Osman"ıdır. Futbol dünyasının aktörleri de vergisiz kazanç peşinde koştukları için suçludur. Ancak buradaki önemli nokta buharlaşan 43.2 milyon doların şahıs parası olmasıdır, devletin değil! Gaye Erkan'ın bile kabul ettiği 18 milyar dolarla, Ziraat Bankası'nın 895 milyon dolarlık kredisi karşısında suspus olanların iş magazine dönünce saatlerce konuşması Türk basınının defosudur.