'Pembe gazete'

Cumhuriyet gazetesi bir okuldur.Yazarlarımız da öğretim üyelerimiz.Onlarla geçirdiğimiz "an"lar üniversite amfilerindeki dersler kadar değerlidir.Kimi zaman dış politika, kimi zaman etimoloji, kimi zaman da gazetecilik etiği üzerine sohbet ederiz merkez binamızda.Hiç unutmam yıllar önce bazı haber toplantılarına, kendisini tanımaktan onur duyduğum Prof.Dr. Emre Kongar da katılırdı.İran ile Irak'ın yazılışındaki, tonlu ve tonsuz seslerin nasıl ayırt edileceğine dair uzunca bir konuşma yapmış, bizleri bilgilendirmişti.Geçenlerde de yaklaşık 38 yıldır "ağabey" olarak gördüğüm Prof.Dr. Erdal Atabek geldi yazıişlerine.Gündemi değerlendirdik.Konu konuyu açtı. Cumhuriyet ve diğer gazeteler meselesinde, ABD'li petrol, çelik ve finans milyarderi Rockefeller'in "pembe gazetesi"ni anımsattı."Türkiye'deki gazetelerin pek çoğu pembe gazeteyi geçti" diyerek sohbeti bitirdik.Sahi neydi o pembe gazeteAnımsatalım.Amerika rüyasının para babası John Davison Rockefeller, yaşlanıp evine çekildiğinde hastalıklarla boğuşmaya başlar. Doktorlar ise asla sinirlenmemesi için aile yakınlarına direktif verir: "Anlık bir tansiyon yükselmesi yaşanırsa geri dönüşü olmaz.."Ne var ki Rockefeller iyi bir gazete okurudur ve her sabah evine gelen gazeteyi sonuna kadar okur.Onu en çok sinirlendiren gelişmeler ise ekonominin tepetaklak gitmesi, petrol fiyatlarının dengesizliği, finanstaki çöküştür.Oğul ve kızları düşünür taşınır, babaları için ortamı güllük gülistan gösterecek bir gazete çıkarılmasını ister.İşte o andan sonra 98 yaşındaki multimilyarder Rockefeller'in yüzü güler.Çünkü önüne gelen gazetede, sahibi olduğu petrol kuyularında rekor üretim sağlandığı, desteklediği Cumhuriyetçi adayın eyaletlerde Demokratlara karşı ezici zafer kazandığı, hatta o hafta rakibinden fark yiyen Virginia futbol takımının rakibini sahadan sildiği yazıyordur; gazetenin anlı şanlı köşe yazarları da her şeyin tıkırında gittiğini anlatır..Evet, Erdal Atabek Ağabey'in, "Türk basının şimdiki hali.." cümlesi bize bu pembe gazeteyi anımsattı.Belki tekrara girecek ama elinizde tuttuğunuz bu gazete, piyasadaki günlük "pembe" gazetelere inat, habercilik yapıyor. Hem de tüm yalın haliyle.Doğal olarak da birilerinin canı yanınca Cumhuriyet'in üzerine geliyorlar.Hem de iktidarın tüm gücünü kullanıp.Ancak bilmedikleri bir gerçek var, Cumhuriyet 1924 yılının 7 Mayısı'ndan beri Türkiye'nin özgür kalabilen "tek" sesidir...CEVAP VE DÜZELTME!Dikkatinizi çekmiştir son 15 gündeki, "Cevap ve düzeltme metnidir" başlıklı, manşetten giren açıklamalar.İçimiz acıya acıya verdik, "mahkeme" yoluyla gelen o yazıları...Onlarca da telefon aldık. Gazete kâğıdının ateş pahası olduğu günlerde tam bir israf, diyordu okurlarımız.Peki, bu mahkeme yoluyla bize gelen tekzibi yayımlamazsak ne olurAçıkçası, iki-üç metni üstelik dar zaman diliminde vermezsek, gazetemiz her bir metin için inanılmaz tutarlarda tazminat ödemeye mahkûm olur ki bu durum, gazetemizin mali-idari dengesini