Altan Çetin

Yenisöz

Memleket

Bugünlerde nasılsın sözü kadar anlamsız kalan başka bir kelam yok sanırım. Memleket gibiyiz işte; yarımız enkaz yarımız ölü, yaralı... Allah var gam yok amenna lakin Ateş düştüğü yerde yanıyor. Canlar bizden gitti. Kalanlar sağ mıdır yoksa biz mi öldük orası meçhul. Akademik travmalar yineyeniden kanallardan üstümüze boşalıyor. Her kafada bin bir s

Çelebi Mehmed yahut Osmanlı Devleti'ni yeniden kuran aklı İbn Haldun'la anlamak

Çelebi Mehmet (1413-1421) Fetret Devri sonrası Osmanlı tahtına oturduğunda elinde I. Murat devri şartlarına dönmüş bir devlet vardı. Devletin yeni bir asabiyye ile yeniden onarılması gerekiyordu. Bu noktada İbn Haldun'un ifade ettiği üzere "Yurtta onun kuvvetinden üstün diğer bir kuvvet bulunmaz. Hükümdarlığın manası işte budur. Sınırları koruma, v

Alp Tegin-Sebük TeginGazneliler yahut Biz(im) Türklerin İslamlaşması

Türklerin İslam'ı kabulü konusunda Alp Tegin ve Sebük Tegin yani Gazneliler'in ilk zamanlarının, aydınlatıcı fikirlere yol açabilir. Türklerin İslam'a girişlerine dair yazımızda gösterdiğimiz üzere bu iki önemli şahsın serencamı esaretten devlete giden yolda yaşadıkları, hususen gulam oluşları ve sonrası Türklerin İslam toplumunda yer almasına dair

Türkler'in İslamiyet'i Kabulüne Dair Bazı Tespitler yahut İlk Müslüman Türkler

Türklerin İslamiyet'e girişi meselesi çok farklı yönleriyle ele alındı, alınıyor. Bu cümleden olarak Türklerin hangi saiklerle İslam'ı kabul ettikleri yanında kabul şekilleri tekil bazı olaylardan yola çıkarak, tümevarılmak suretiyle bütünün bir resim içinde görülmesi sadedinde bu yazı kaleme alınmıştır. Türkler bu yeni dini bir anda ve külliyen ka

Türkistanlılığın nazari alt yapısı var mıdır

Bir medeniyet iddiası şüphesiz fert, aile ve toplum çerçevesinde tasavvurların söz konusu olmasını gerektirir. Türkistanlılık dediğimiz medeniyetçi milliyetçi çerçeve için de bu zaviye ve gereklilik söz konusudur. İşte burada ifadesi gerekir ki Türkistanlıların bu iddiasının zemini ve temelleri yine Türkistan'dır. Tam burada ahlak, adalet ve siyase

Psiko-Tarih Bir Yaklaşımla Sultan Alparslan'a Dair

Beşeri bilimlerin disiplinler-arası bir nitelik kazanması keyfiyetinin dikkate alınmaması yahut sosyal bilimler pratiğimizde uygulanır hale gelememesi son devirlerde, teknoloji 4.05.06.0 kadar ıskaladığımız meselelerdendir. Sonuçları ise daha fenadır. Bunun sebepleri vardır: Vizyonsuzluk en başta gelenidir. Sosyal bilimlerde herkesin kendi alanında

Cahit Külebi şiirinden yurdumuza bakarken

Cahit Külebi, bir şiir sever olarak oldum olası aklıma ve gönlüme dokunur. Sebebi halet-i ruhiyem kadar muhtelif olabilecek bu hal için mavi gök yağız yer arasında kendiliğime dair hissettiğim nice şey vardır. Onun bendeki en tesirli mısralarından bir grup şüphesiz vatana dair olanlardır. Türkiye'de cereyan eden tarihimizde yurdumuzu ve şehirlerimi

Annales

Tarih, varlığımızın evi. Köklerimizden halimize kendilik bilincimizin temel bilgi kaynaklarından olmanın yanında bunlara dair algımızın da temel kaynağıdır. Bu varoluş bilgisine dair insanın düşünce tarihi eski zamanlardan günümüze kadar insanlar tarihe dair düşündüler. Modern zamanlarda da buna muvazi değerlendirmeleri görmekteyiz. İşte bu cümlede

Öz-Varoluş yahut Ferdiyet-Toplum Çerçevesinde Varlığımız

Fert ve toplum hayatı ve bunların birbirlerine karşı durumu modern zamanlarda ilim, felsefe ve sanat üzerinden gerek bilgi gerekse de ideolojik argümanlar üzerinden bilim ve algı boyutunda tartışıla geliyor. Umranımızda medeniyetçi milliyetçilik zaviyesi içinde fert ve toplum medeniyetin esas yapı taşları olarak fevkalade önemli bir yerde durur. Bu

Türkistanlılıların Ahlak ve Adalet Dünyasına İbn Sina ile Bakarken

İnsan determinist bir iradenin mahsulü mahkûm bir yaratık mıdır İradesi ve seçme hakkı olmayan ezeli bir iradenin sürüklenen ve düşmüş bir canlısı olarak hayata mecbur mudur İnsanın başına gelenler kader denilerek izaha çalışılan bir sürü hal, insanın bir ahlak ve mesuliyet varlığı olduğunu görmezden gelmektir. Zira insan eylemsiz bir cebri düzenin