Dış politikada 'ebedi düşmanlık' yoktur

Yeni Şafak ALİ SAYDAM - Dış politikada 'ebedi düşmanlık' yokturBunlara kalsa, Atatürk, İstanbul'a gelen İngiltere Kralı VIII. Edward'ı karşıladığında, suratına bir güzel tükürmeliydi.Öyle ya, ne demiş CHP büyüklerinden Özgür Özel Bey: "Bütün tükürdüklerini yalıyor, tükürdüğü suratı öpüyor. BAE'ye o kadar ağır laflar söylüyorlardı. Sonra tükürdüklerini yaladılar."Gazi, benzer şekilde, İran Şahı Rıza Pehlevî Türkiye'yi ziyaret ettiğinde de kendisinin onuruna Ahmet Adnan Saygun'a "Özsoy" operasını hazırlatmak yerine hakaretlerle karşılamalı, tekme-tokat geri yollamalıydıÖrneğin Türkiye, Yunanistan ile hiçbir ikili görüşmeyi kabul etmemeli Sınırsız sonsuz düşmanı gibi davranmalıÜstelik bu arkadaşlar İngiltere'nin dış politikasına hayranlıklarını hiç gizlemezler "İngiltere'nin ebedi dostları ve düşmanları yoktur; ebedi çıkarları vardır" düsturunu takdir ederler Aynı yaklaşımı Sayın Cumhurbaşkanı dış politikada uyguladığında ise en galiz kelimelerle saldırmayı iş edinirler Bakınız Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın tweeti: "Ar damarı olmuş kâr damarı!"Oysa 'dış politika'; ret ve kabulün, bazen birinin, bazense diğerinin alternatifli olarak gündeme gelebilmesi demektirBunu bilmez olurlar mı hiç... Tabii ki biliyorlar Ancak uygulayacak beceri, akıl, zekâ ve odaklanma konusunda belli ki eksiklikleri var Onun yerine şöyle bir yolu tercih ediyorlar ABD'ye gidince "İktidar olursak Ukrayna'yı destekleyeceğiz", İngiltere'ye gidince "AB ne derse o" diyorlar Türkiye'nin çıkarınaymış, değilmiş Onlar için hiçbir ehemmiyeti yok gibi Hatta teferruatBu dünyadan Hıncal geçtiO, daha Ankara'dayken dikkatimi çekmişti Ben Milliyet'in magazin servisinde ve Hey dergisinde çalışırken, spor yazılarını, üslubunu hayranlıkla izlerdim 1970'lerin sonunda tanıştık. Sonra o Gelişim Yayınları'na geldi Ben de Karacan Yayınları'na geçtim Başta Erkekçe, emeği geçmiş her yayın çok başarılı olduDünya görüşünde ya da siyasi yaklaşımda buluşmasak da ona her zaman saygı duydum. İkimizin de Galatasaraylı olmasının dışında pek de ortak yönümüz yoktu. Çoğu insan onu 'gıcık' bulurdu. Bana sorarsanız, onların gıcıklık olarak algıladığı, 'tutarlılık' idi.Fikriyatı, belli bir 'dünya görüşü' (Welthanschaung) olan herkesin mutlaka karşı çıkanı, eleştireni de olur Ancak vasat insanların hayat yolculuğu pürüzdür sürer Hani akmaz, kokmaz dediklerindenEinstein'ın ünlü sözünü tam da burada hatırlamakta yarar var: "Yüksek ruhlar her zaman vasat zihinlerin şiddetli muhalefetiyle karşılaşmıştır."Spor kültürüne onun kadar hâkim çok az spor yazarı tanıdım. Magazin dünyasını, onun parçası olmadan en iyi şekilde yorumlardı. 'Popüler kültürü' popülistlik yapmadan izleyebiliyor, tahlilleri son derece popüler oluyor ama kendisinin özüne zarar veremiyordu.Medyamızda bir Hıncal Uluç boşluğu oluşacaktır Allah rahmet eylesinGözümüze takılanlar- Cumartesi günü önce Zeugma Mozaik