Birkaç önemli mesele

Değerli kardeşlerim; bugün önemli gördüğüm, camide, sokakta, cami lokalinde, çarşıda, pazarda vatandaşlardan dinlediklerimi sayın devlet büyüklerime arz etmek üzere birkaç önemli meseleye değinmek istiyorum. Şunu kesinlikle ifadede etmek isterim ki, bizler bir kilo patates, bir kilo patlıcan için devletini satacak, devletine, bayrağına düşman olacak değiliz. Gerekirse kuru ekmek, kuru soğan yiyerek de istiklalimizden ödün vermeden yaşamaya çalışırız. Bizimki; sadece iyi niyetle vatandaşın sesini yukarıya duyurmaya çalışmaktır. Ukrayna ve Rusya savaşının bütün dünyayı nasıl etkilediğini de biliyor ve anlıyoruz. Petrol ve doğalgazı dışarıdan alıyoruz. Zamlar milletin belini bükmesine rağmen ne yapalım bunu dışardan alıyor, zamları sineye çekiyoruz, çekmeye çalışmalıyız diyenlerdeniz. Ancak bazı aşırı zamları cidden anlamakta vatandaş gibi bizler de zorluk çekiyoruz. Bir kısım sayın bakanların, araştırıyoruz, zam yapanlara cezalar kestik, Ramazanda pide yemeyip ekmek yesinler türünden açıklamaları ise kesinlikle en samimi AK Partili insanları bile tatmin etmiyor, inandırıcı olmuyor, üzülmelerine sebep oluyor. 24 Mart 2022 Perşembe günü. Öğlen namazını kılmak üzere tarihi İstinye Nesli Şah Sultan Camiine gittim. İstinye'de bulunan bütün marketleri bazı arkadaşlar gezip namaza geldiler. Raflarda şeker olmadığından bahsettiler. Şu an raflarda şeker yok. Namazdan sonra ben de birkaç marketi gezeyim, yerinde göreyim dedim. Gerçekten isimleri saklı, bir kısım marketlerde şekerler kalkmış, bir iki markette sadece birkaç paket şeker kalmış. Sebzelere baktım. Bugünün fiyatları şöyle: patates 6.50-7 TL, soğan 4.90 TL, salatalık 13.90 TL, yeşil biber 17-20 TL, patlıcan 19.90 TL, elma 7.50-9 TL, domates 20-25 TL, ıspanak 8.90 TL. Diğer ihtiyaç malzemeleri buna göre. Geçen sene: 12-13 TL'ye aldığımız Güllaç bir markette 35 TL, diğer markette 45 TL. Yufka ise kilosu: 25 TL. Ete, kıymaya değinmeye gerek yok. Herkes fiyatları zaten biliyor. Eve döndüm. Ortanca kızımı bizim mahallede kurulan semt pazarına gönderdim (mukayese yapmak için). Yazım hatalı olmasın diye. Sayı ile birkaç sebze aldırdım. Sıkı durun, aldırdıklarım: 3 adet kabak, 3 adet kırmızı biber, 3 adet yeşil biber, yarım kilo mantar. Ödenen para tam 52 TL (Fiyatlar bahsettiğim tarihe ait, şimdi bazılarının fiyatları daha da çoğaldı.). Bu paralar belki maaşı otuz bin, kırk bin TL olan veya birkaç yerden maaş alan, bankalar veya devletin bazı kurumlarında yönetim kurulu üyesi olanlara dokunmaz. Ancak asgari ücret alarak, kira verenlere, çocuk okutanlara, elektrik, su doğalgaz parası ödeyenlere çok ama çok dokunur. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükümet yetkililerinin ve ilgili tüm kuruluşların hiç zaman geçirmeden acilen artan bu fiyatlara müdahale etmesi zaruridir, çok elzemdir. İnşallah yetkililerimiz: Araştırdık, cezalar kestik, baktık, bakıyoruz içi boş demeçler yerine, müspet icraatlarla en kısa zamanda vatandaşın karşısına çıkar, mutfağın her tarafını saran bu büyük pahalılık ateşini önleyici tedbirler ile vatandaşı rahat nefes almalarına sebep olurlar. Bugün evimizin yanında namüsait şartlarda bir evin bodrum katında oturan iki çocuklu bir ailenin durumunu sordurmak üzere gelinimi gönderdim. İnanın çok çok üzüldüm. Kadıncağız gelinimi görünce sevinmiş ve ağlamış. "Yakacak odunumuz yok. Evimizde eşyamız yok. Bu bodrum kata 1500 TL kira veriyoruz. Ev sahibi iki aya kadar çıkmamızı istiyor. Bu kışta nerede ev bulacağız" diye dertlendi. Küçük oğlum büyük bir firmada çalışıyor. Onu aradım. O şirketin yetkililerine söyleyecek. İnşallah yardım edenler olur. Ayrıca mahallemizin muhtarını aradım o da ilgilenecek. Ülkemizin birçok yerinde böyle garipler vardır. Ben bunu sadece bir örnek olarak verdim. İsteyenlere adresini verebilirim gelip bizzat kendi gözleriyle görebilirler. İKİNCİ ÖNEMLİ MESELE: Ne oldu, niçin böyle Gerçekten akıl erdiremiyoruz. Pandemi etkisi var. Elbette doğru. Ancak son zamanlarda devletin hastahanelerine bir hal oldu. Bir türlü hastanelerden hangi branşta olursa olsun randevu alınamıyor. Randevu almak için telefonlar açılmıyor, bunun için de kendimden bir misal vereyim. Sarıyer Yeniköy İlkokulu üçüncü sınıfta okuyan bir kız torunum var. Ciltle alakalı bir problemi oldu. Belki elli, belki yüz defa anası babası hastaneleri aradı. Randevu alınamadı. Çünkü telefonlara cevap veren yok. Babası tekrar tekrar devreye girdi (Sarıyer meclis üyesi) o da devlet hastanelerinden kızı için randevu alamadı. En son özel bir hastanede doktor olan bir dostumuzun aracılığı ile özel hastaneden randevu aldık. Ancak sigorta geçmiyor. Doktorun parasını biz ödeyeceğiz. Sayın Sağlık Bakanımızın, Sayın İstanbul İl Sağlık Müdürümüz lütfen bir vatandaş gibi telefon etsinler, bakalım kısa zamanda randevu alabilecekler mi Burada sanki gizli bir el işleri hep yokuşa