Zor soru: Sen kimsin

Sorulara muhatap olmak, pek kolay bir iş değil; hele "sen kimsin" sorusuna cevap bulmak, hiç kolay şey değil,Cesaret ister, böyle bir soruya muhatap olmak! Ya altında kalınırsa Ama insan hafızasını yoklayarak, cesaretini toplayarak yine de sormalı bu soruyu kendine, birileri tarafından sorulduğunu farz ederek. Zor da olsa... Yeni seneye girerken bir mizan çıkarılmaz mı İşte, öyle. Ey aciz, naçiz filan kimse ya da Ali Rıza! Sana, "Sen kimsin" diye soruluyor. Sen kimsin Bunca ömür müddetince ne hâldesin, ne yoldasın; necisin Söyler misin sen kimsin Bu soru, arkada kalan seneyi değil, "ömür" denen yılları sigaya çeken bir soru. Tıpkı Molla Kasım'ın, Yunus Emre'yi sigaya çekmesi gibi... Gerçekten sen kimsin!! Anan baban, sülalenin ne idüğü belli de; belirsizlik, sende mi Bu soruyu beklenmedik bir zamanda duyunca, duyduğun söz fersah, fersah seni atar yabana. Gerçi hiç kimse seni bilemese de, âlemlerin rabbi Allah, kimliğini biliyor ya, o yeter. Gelgelelim bu soru dağlar kadar bir yükü bedenine bağladı; deli gönül, bir kenarda, için için ağladı. Evet, evet; sen kimsin Ey mücrim filan kimse veyahut Ali Rıza! Pek kolay değil, ama seni sigaya çektikleri gibi, sen de, nefsini sigaya çek ve ona sor bakalım: İyi bir kul musun Acaba ben, iyi bir insan mısın Dahası, iyi bir Müslüman mısın İyi bir eş, iyi bir aile reisi; canın, gözünün nuru, Allah'ın bir armağanı olan