Kaş yapalım derken, göz çıkarıyoruz

Mel'un millet yakıp yıkıp, katledip; insanları, dolayısıyla insanlığı yok ederken dünyanın her yerinden tepki sesleri yükseliyor, Bu sesi, bu alçaklar duysa da duymasa da; elbet duyan Allah var.

Zulüm âbad olmaz; olmaz ama mazlumu da ondurmaz.

Gel gelelim, bizden pek ses çıkmıyor.

Bu da işin acaip ve garaip yönü!

Nasıl bir mazeretimiz, ne tür bir mahremiyetimiz var ki ortalıkta kayda değer bir tedbirimiz, bir yaptırımımız görünmüyor!

Açıkçası, vatandaş bunu bekliyor olmalı ki sabrın çanağı çatladı, kampanyalar başladı.

Her mahfilde, "İsrail menşeli malları almayalım, satmayalım" sözleri.

Bu günlerde ise, üstünde, "Şu malı almayalım" ya da "Şu malları satmayalım" notlarının yer aldığı birçok İsrail menşeli, İsrail iştirakli malların boy boy resimleri sosyal medyada yayınlanıyor.

Bu paylaşımların altlarında birçok öfkeli sözler, hamasi ifadeler...

Böylesi tepki kampanyaları, memnu ürün listeleri sosyal medyada kırla...

Bu herifler, etek dolusu para harcamakla ancak bu tarz bir yaygın reklam yapabilirler.

Gösterilen bu tepkinin mesnedi yahut karşılığı, Peygamber Efendimizin (asm) şu hadis-i şerifleridir:

"Sizden bir kimse, münkeri kötülüğü gördüğü zaman, onu eliyle defetsin. Buna güçü yetmezse diliyle onu defetmeye çalışsın. Buna da gücü yetmezse kalbiyle ona o çirkin işe buğz etsin. İmanın en zayıf mertebesi budur." (Müslim, İman, 78)

Vatandaşımızın tepki ve boykotlardaki niyet doğru; ama uygulama yanlış!

Neden mi

Çarşaf gibi listelerle ismini sayıp döktüğümüz, resimlerini yayınladığımız malların-ürünlerin farkında olmadan reklamını yapıyor, suluminal mesajlarda olduğu gibi, endirek olarak zihinlere yerleşmesini sağlıyoruz.

Öyle ki, almadığımız, duymadığımız markaları bu vesileyle duyar, öğrenir oluyoruz.