Her medeniyet, kavramlarının özüyle birlikte genel yapısını oluşturur. İslâm medeniyetinin kültürü geniş, insanı kucaklayan ve kuşatan, doğasında varlığını sürdüren özelliklere sahip. Başka medeniyetlerde rastlanılmayan durumlar söz konusu. İslâm kültürünün zenginliği özünden kopmadan, yararlanabileceği kadar başka unsurlardan da kimi şeyleri alır, özümser ve dönüştürür. Geçmiş zamanlardan gelen kimi durumlar da değişimler geçirmekle birlikte kimi yansımaları da belirir. Bu medeniyet, kültürü ile yol alırken de var olanı zenginleştirir. İlkelerden sapmaya yol vermez. İlerleyen zamanda Batı düşüncesinin etkisine girildiğinden beri asıl kopmalar ve sapmalar olmuştur. Var olan birikimi zenginleştirme toplumlara bağlıdır. Geçmiş bir birikimdir, ancak bu geçmişte kalmıştır. Ona takılıp kalmadan ondan yararlanılabileceği gibi, deneyimler de katkı sağlar. Bir sapmaya ve yanlışa düşmeden kültür ve düşünceyi daha zenginleştirme, yeni çıkarımlar edinme. Başlığa alınan kavramlar: Vefa "Sözünde durma, dostlukta bulunma, dostluğu uzun sürdürme." Bunu salt insanlarla olan ilişkilerde görmemek gerekir. İnsan teklerinde olabileceği gibi bulunduğu toplumun bütününe, bağlı bulunduğu düşünce ve inancına olan bağlılık olarak da düşünülmeli. İnsanların yanlışları ve yanılmaları olabilir. Ancak bunu artık umursamazlığa vurma, ya da artık ilgisiz görünme onu hakikat çizgisinden uzaklaştırır. Büyük medeniyetimizin özlerinden biridir vefa. Bağlılık ve bunu kalıcı olacağı bir şekilde sürdürme. pushfn('ads'); Sevginin asıl özü de vefadır. İnsanı yanıltmayan, hayal kırklığına uğratmayan bir yaşama biçimi. İnsanların psikolojik etkilenimleri dalgalanmalara neden olabilir. Günümüzün en önemli sorunu da budur. Çünkü özellikle çıkarcı zihniyetler vefa denen olguyu devre dışı bırakır. "Doğruluk": İnsanın sapmayacağı, insanları yanıltamayacağı huy ve ahlâkıdır doğruluk. Bir insanın kişiliğini eğer doğruluk ve dürüstlük belirliyorsa ona olan güven artar. Bu bir anlamda vefa ile doğrudan ilintilidir. Doğru ve dürüst insanlara sadık olurlar, vefa gösterirler. Bilinir ki doğru kişi insanı asla yanıltmaz. Medeniyetimizin ahi, kardeşlik, yani esnaf arasındaki ilişkileri de en çok belirleyen özellikler bunlardır. Bir çarşıda bulunan esnaf arasında kimin nasıl olduğu hem esnaf arasında bilinir, hem de müşteriler kimin doğru ve dürüst olduğunu bilir ona göre tercihte bulunur. Kapitalist sistemin reklâm yapısı salt bir tanıtım anlamına gelmiyor. Bu, aynı zamanda bir ürünü yanılsatıcı bir bakışla, tanıtımla farklı gösterir. Gerçekte ise mükemmel olmayan bir nesne yanıltıcı olan reklâmla tüketime