Silâhlara veda

Bu hayra alâmet değil.Dünya varını yoğunu silâha yatırıyor. Sanat yok. Şiir yok. Estetik yok. Ekmek yok. Para yok. Rahat yok. Sohbet yok. Misafir geldiğimiz dünyanın tapusunu istiyoruz. Oldu mu şimdi! Pırıl pırıl mevsimleri selâmlamadan savaş da savaş... Ne olacak Savaş, yıkım demek; neyi düzeltebilir ki! Dünya! Aklını başına al, kalbini yerine koy! Bak; hastasın işte! Hasta hasta bir de kavga edip durma! Senin okumaya, durup dinlenmeye, yıldızların fısıltısını, suların şırıltısını dinlemeye ihtiyacın var. At elindeki şu tehlikeli pat pat ölüm oyuncaklarını! Alsak dünyanın elinden silâhları; konuşacak konu kalmaz. Kalmasın; kendimizi dinleriz biraz. Sükûnet ne güzelmiş, deriz. Savaşçılar işsiz kalır! Kalsın. Belki insanlığı yaşarlar biraz! Dünya aklını başına almalı; kalbini yerine koymalı. Sahne yanarken; sahnenin gerisindekiler nereye kadar gülecek! İki kere iki her zaman dört etmiyor; aksine "dert" ettiği çok! Senaristlerin tarih, edebiyat, estetik, insaf, telâkkilerialgıları çok hasarlı... Kış gelmiş; sayın tezgâhçılar! Kestane kokusundan da haberiniz yok! Bir gelin, görün; silâh ve para kokusundan iyidir! Can aziz, can muhterem, can ince... Ne can kırılsın ne cam... Kavgaya, gürültüye, silâhlara veda... Bu adım başı israf, bizi bu Cehennem eşiklerine getirmiş olmasın! İsraf hırsın, hırs da hırsızlığa, savaşlara kapılar açmasın! İnsanlar ikiye ayrılır: Silâha sarılanlar, kitaba sarılanlar... Sonuç: Sarıldığınla sarılırsın! Topa, tüfeğe yakınlık; kaleme, kâğıda uzaklık... irtica değilse ne Ne ki sizden bir şey istemiyor dünya; savaş çıkarmayın; yeter! Dünya, topladığı vergileri silâha yatırıyor. Elinden iş gelmeyenler hazır parayı böyle harcar ve ağrımadık başımıza bez sarar. Her dilde selâmlaşmalı dünya. Artık susmalı silâhlar! Herkesin anladığı bir dil var. Var da konuşmanın sermayesi akıl ve kalp dumura uğrayınca... en kolay yol seçiliyor: Savaş... Hal bu ki... ah ve ah... derdimiz, yüzü de kalbi de yanık Karac'oğlan'ın dediği: "Üç derdim var; birbirinden seçilmez: Bir ayrılık... bir yoksulluk... bir ölüm..." Bulacaksanız bunların ilâcını bulun. Ayrılıkları kavuşmakla tanıştırın. Yoksulluğu zenginliğe gelin edin; gel'in edin. Ölümü hayata döndürün. Bildiğiniz, tetiğe dokunmak... Bunu çocuk yapmaz. Büyüdüyseniz sizin de yapmamanız gerekir. Bak! Mermi biter; kelime bitmez. Yakıp yıkarak, gözyaşlarını selleyerek düzelir mi dünya! Birinci ve İkinci'deki tahsilat ne; Ziyandan gayrı! Savaşa ne gerek var; pek