İki mektup, üç şiir, bir not

Yazmak; adres vermek, ben buradayım demek Akıl ve gönül kapılarına dayanmak Birilerine bir şeyler mi anlatmak Buna cesaretim pek yok, desem mübalağa olmaz diye düşünüyorum. Her yazdığım kelime önce bana ayna olsun isterim. Niye Ben muhtacım önce. Okudukça, yazdıkça, konuştukça cehaletimin hudutları genişliyor. Bu uzun bir bahis... Yazmak, sesli düşünmek... O zaman tenkitlere de kapılarını açıyorsun demek. Fakire kısa bir "dokundurma"yı muhtevî mektubu noktası, virgülüne dokunmadan aktarırken cevabî mektubum da aşağıdadadır. Takdirinize takdim ediyorum. "Ali bey sizi takip ediyorum şairlik yönünüzü takdir ediyorum, ancak bu siyaset hakkında yaptığınız yorumlar maalesef sizin mizacınıza uygun değil.. Siz şiir yazmaya devam edin bence .." F.C. F.C. Kardeşim, Çok güzel bir değerlendirme... İçimi okuyorsunuz. Bu konulara girmeyi de insani bir görevim olduğundan diye düşünüyorum. Fakat Attila İlhan'ı -rahmet umdu herhalde- hatırlattınız: "Artık kalbimi susturamıyorum." diye biter bir şiiri. İnsanlığın hakiki şiirinin "hürriyet" olduğuna inanıyorum. Bunun da yolu kimsenin iradesine karışmamaktan geçiyor. Akif'in, Namık Kemal'in, Nazım Hikmet'in çığlıklarını hürriyete duyuramadan gittikleri de içimin dertlerinden... Hamiş: Şu ân iki şiir dosyası hazırlığımız var. Tanıtım programı da yapmayı düşünüyoruz. Sizi de orada görmekten memnun oluruz. Selam ve muhabbetle... A.H. DEMOKRASİ NÖBETİ Çalınırsa irade; Demokrasi nerede! Allah ki mutlak âdil... Umudum hep zirvede... Oldu daha dün oldu. İstanbul gitti geldi. Girdik ikinci tura... Yüz binlerce oy hurraaa... Bir gün bunlar ayan olur. Ayan olunca beyan olur. İtibarın yalan olur. Malın mülkün talan olur. El sürme el malına. Bugün bana yarın sana... SEÇMEN Yaşama sevincini seçelim; e mi! Yanında hürriyet zaten olur. Zaten adalet tutar elimden. Adalet dediğin... heey, titretme beni! Müsade; burada bir haşiye nefesi; Devam edecek seçmelerin listesi. ... (Adalet dedin de Ömer'i düşündüm. O ölünce kurtlar, kuzulara dalmış. Alışverişe gelen köylü, tüccara sormuş. Yoksa demiş yoksa Ömer öldü mü Evet demiş öte beri satan dükkancı. Ağlamaya başlar sırtı heybeli dağ köylüsü. Hele son zamanlarda kurtların huyu değişti. Dağda kurtlar kuzuları kapıyor. Adalete kurtlar da selama durur. Yoksa kurtlar; kurt postunu soyunur. Kuzu postunda Truvalı huzur... Nifak ile kurt böyle kurtluktan kurtulur. Neyse sen anladın kurdu kuzuyu. Maksadım adalet ölürse; sen gülemezsin.