Türkçe edebi metinler bile tefsir edilmiyor mu

Türkçe edebi metinleri bile sahanın uzmanı edebiyatçılar meâllerini verip izah ve tefsir etmiyor mu Ki, İslâm ilimlerinde ve edebi sanatlara ne kadar vukufiyetleri varsa o nisbette şâirin kastettiği manalara yaklaşabilirler.Mesela, Fuzûlî'nin Türkçe olan-Dicle nehri Güneye akar- meşhur Su Kasidesi'ndeki şu beyitlerin önce meal, sonra izah ve tefsirlerine bakalım: 11. beyit: Ravza-i kûyuna her dem durmayıp eyler güzârÂşık olmuş galibâ ol serv-i hoş-reftâre su" Meali: "Su, her zaman senin cennet misâli mahallenin bahçesine doğru akar. Galiba o da, o serviye benzeyen nazlı gidişli güzele aşık olmuş." Bu iki satırlık Türkçe metinden-tekrar mealini verdiğimiz halde-sıradan değil, yüksek tahsilli birçok insana, "Ne anladınız, ne feyiz, ne bedii güzellik veriyor" diye sorunuz; alacağınız cevap "Hiç!" olmayacak mı "Ravza-i kûyuna her dem durmayıp eyler güzârÂşık olmuş galibâ ol serv-i hoş-reftâre su" beytinin edebi sanatlarına bakalım: Kişileştirme (Kapalı istiare): Suyun aşık olması. Hüsn-ü Talil: Sular normalde servilerin dibinden akar. Ama burada su sanki serviye aşık olduğu için dibinden akıyor. Teşbih-i Beliğ: Sevgilinin bulunduğu yer cennete benzetilmiş. Açık istiare: Servi ile sevgili kastedilmiştir." Bu beytin sanat ve tefsirinden ne manalar çıktı, ona bakalım: "Su, o hoş salınışlı, servi boylu sevgiliye yani, Hz. Muhammed'e (asm) aşık olmuş galiba. Böyle gitmesinin sebebi o servinin ayağını öpmektir." Normalde tabiatta su, servilerin yanındadır.