Türkçe edebi metinler bile tefsir edilmiyor mu

İlmî, edebî, ahlâkî, hukukî, sosyal hakikatleri ne kadar açık yazılmış olurlarsa olsunlar; yine bunları herkes anlayamaz. Dolayısıyla şerhyorum, tefsir ve izaha ihtiyaç vardır. Kur'ân'da yer alan edebî sanatlardan önemlileri şöyle sıralanır:"Hüsn-ü ta'lil" (edebiyatta bir olayı görünür sebebinden daha güzel ve daha önemli bir sebeple açıklama sanatı); "mecâz" (bir sözün gerçek anlamından farklı kullanılması); "teşbih" (zayıf bir şeyi kuvvetli bir şeye benzetmek); "temsil" (teşbihin bir yönden değil, çok yönlü yapılması); "kinâye" (bir fikri, bir düşünceyi kapalı söylemek); istiâre (kısaltılmış teşbih); "ta'riz" (sözü doğrudan değil, dolaylı olarak dokundurmak); "tehekküm" (görünüşte ciddi, gerçekte alayden ibaret eğlenmek); "tevriye" (bir kelimeyi, iki-üç mânâda kullanmak); "iştikak" (aynı kökten gelmiş kelimeleri aynı cümlede kullanmak); "seci" (nesir içindeki kafiye), tenâsüb (aralarında mânâ bakımından münâsebet bulunan iki veya daha fazla kelimeyi kullanmak); "leff-ü neşir" (iki veya daha fazla kelimeyi sıralayıp, sonra da onlarla ilgili şeyler söylemek); "tecahül-ü ârif" (bilen kimsenin bilmez gibi davranması); "iktibas" (âyetten, hadîsten veya başka bir yerden alınan bir parça ile sözü süsleyip, mânâyı te'yid etmek); "irsal-i mürsel" (bir fikri anlatırken, bir vecîze veya atasözüyle o fikri doğrulamak); "teşhis ve intak" (insandışı varlıklara şahsiyet verip insan gibi duygulandırmak ve konuşturmak); "telmih" (söz arasında meşhur bir olaya, bir söz, bir kıssa, bir mânâya işâret etmek); telvih (söz arasında mânâlı söz söyleme); "tekrir" (sözü kuvvetlendirmek, ifâdeye güç ve şiddet vermek için yapılan tekrar); "istifham" (soru sormak), "iltifat" (hitabın yönünü değiştirmek, sözü gaybtan muhataba, muhataptan gaybe döndürmek) gibi edebî sanat türlerinin hepsine muhtevidir. Önce tefsir değil, meâl okursanız edebi sanatlardan çıkan binlerce manayı nasıl