Şu garabete bakar mısınız

Risale-i Nur'un içtimai, siyasi meslek ve meşrep umdelerinden bazılarını nazara veririz:"Gizli farmasonlara muarız ve manen bizimle, yani İttihad-ı Muhammedi ile müttefik olan Ahrar Fırkası yine otuz beş sene sonra dirildi, yine uyandı... Nur Talebeleri Demokratlara manen ve maddeten yardım etti... Demokratlarla müttefik olan Nurcular bir nokta-i istinaddır." (Beyanat ve Tenvirler, s. 200-202.) "Eski tahribatı tamirata başlayan hakikî vatanperverler olan Demokrat namında hamiyetli Ahrarlar, yani hürriyetperverler, Nur ve Nurcuları takdir etmelerine çok minnettarım. Onların muvaffakiyetine çok dua ediyorum. (Emirdağ Lâhikâsı, s. 267.) Bu ve benzeri ölçüleri neşrederken garabete bakınız ki, sabahtan akşama, akşamdan sabah iktidarı partisi ve liderinin propagandasını yapıp hatalarını te'vil ile toz kondurmayanlar; zulümlerini alkışlayanlar; nerede ise fiilen siyasete karışanlar bize, "Üstad 'euzubillahi mineşşeytani vessiyasetŞeytanın ve siyasetin şerrinden Allah'a sığınırım' dedi, öyleyse niçin siyasete karışıyorsunuz" diyor! Kendi indî, hissî, menfaat üzerine dönen siyasî düşüncelerini "Üstadın görüşleridir!" diye lanse edenler, bize telkin veriyor! Üstelik, Üstadımızın o sözünün, ne zaman, nerede, hangi şartlarda, kime söylendiğini araştırıp anlamadan! Ki, hangi çeşit siyasetten "Allah'a sığındığını" apaçık belirtmiş: "Eski Said o çeşit siyaset tarafgirliğinden gördü ki: Bir salih alim kendi fikr-i siyasîsine muvafık (uygun) bir münafığı hararetle sena etti (övdü) ve siyasetine muhalif bir salih hocayı tenkid ve tefsik etti (günahlara dalmakla suçladı). Eski Said ona dedi: 'Bir şeytan senin fikrine yardım etse rahmet okutacaksın. Senin