Bu da zulüm değil mi

1980-90'lı yıllar, bütün dünyada "din ve dindarlık" adeta elle tutulur "yükselen bir değerdir." Bunu durdurmak için "Gizli ifsat, ahlaksızlık, dinsizlik, zındıka ve mason komiteleri" hemen kolları sıvar projeyi hazırlar:1979 İran Devrimi, 1980 12 Eylül darbesi ve diğer ülkelerde de başka darbeler yapılır. ANAP 1983, RP 1994 ve AKP ve RTE "dindar ve muhafazakar" etiketiyle iktidara sürülür! Dava adamı mücahitler müteahhit olur! Çünkü bugünkü siyaset, birlik-beraberliğe değil, kavgaya, gerginliğe, menfaat üzerine dönüp canavarlaşmaya sebeptir. Bırakınız siyasete girmeyi, takip etmek bile dindarları vartalardan vartalara atar! "Bu zamanda merakla radyo vasıtasıyla ciddi alâkadarâne küre-i arzdaki boğuşmalara merak edip bakanlar, dikkat edenler, maddî ve manevi pek çok zararları vardır. Ya aklını dağıtır, manevi bir divane olur; ya kalbini dağıtır, manevi bir dinsiz olur; ya fikrini dağıtır, manevi bir ecnebî olur." (Kastamonu Lahikası, s. 34.) "Bu zamandaki siyaset, kalbleri ifsat edip asabî ruhları azap içinde bırakır; selâmet-i kalb ve istirahat-ı ruh isteyen adamın, siyaseti bırakması gerekir. (Sikke-i Tesdik-i Gaybî, s. 185.) Bugünkü acımasız, vahşi, gaddar, yancı, yalancı siyasetin çarklarına kapılan, yolsuzluk, haksızlık, zulüm, hırsızlık, rüşvet, kayırmacılık, yalancılıkla hareket dinin, dindarın içini boşaltmaz mı İşte AKP kuruluş aşamasında iken, dindarları iktidara itip, ateşten gömleği geydirip dindarlığı iğdiş edecek bir projedir. Darbeler anayasasını düzeltmedi, yolsuzluk, yolsuzluk, hırsızlık, haksızlık, zulüm ve rüşveti kaldırmadı, bilakis artırdı! Dava adamı mücahid dindarları koparıp siyasi ikbal, makam,