AB'ye girseydik ne kazanırdık

Hakiki mümin ferasetli, ehl-i tahkik ve adildir. Feraset, üstün anlayış, engin kavrayış demektir. Ferasetin kaynağı Esma-i Hüsna, Kur'an ve Nur-u Muhammedidir (asm). "Müminin ferasetinden sakının! Çünkü o Allah'ın nuruyla bakar." (Tirmizi, Tefsiru'l-Kur'an, 16, vd.)Şimdi feraset perspektifinden AB'nin temel kriterlerine bakalım: "İnsan onuru (haysiyyet ve şerefi), hürriyet, eşitlik ve dayanışma üzerine inşa edilmiştir. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanmaktadır. Birlik vatandaşlığını tesis ederek ve bir özgürlük, güvenlik ve adalet bölgesi oluşturarak bireyi, etkinliklerinin merkezine yerleştirir. Birlik, ortak değerlerin korunması ve geliştirilmesine katkıda bulunurken 'Avrupa halklarının kültür ve geleneklerinin çeşitliliğini, yanı sıra Üye Devletlerin ulusal kimliklerini kabul eder, ulusal (milli), bölgesel ve yerel düzeylerde kendi kamu makamlarını düzenlemesine saygı gösterir.'.. Temel hak ve özgürlüklerin sosyal ilerleme, ilmi ve teknolojik gelişmeler ışığında korunması hedeflenmiştir." https:www.avrupa.info.trtravrupa-birligi-temel-haklar-bildirgesi-708.) Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi'nin 53 maddesi incelenirse Kur'an ve İslama ters bir iki madde ya bulunur ya bulunmaz! AB, Bediüzzaman'ın, "Avrupa ikidir. Birisi, İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyizle hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi san'atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden bu birinci Avrupa'ya hitap etmiyorum. Belki, felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiâtını mehâsin zannederek beşeri sefâhete ve dalâlete sevk