Abdullah Gül, söylemlerini fiilen yaşamalı!

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Din, siyasetin dışında olmalı. Siyasetin doğasında başarılar olduğu kadar başarısızlıklar da var, bazen beyaza bilerek siyah deme durumları söz konusu. Eğer kendinizi bir dinin temsilcisi veya partinizi bir din partisi gibi sunmaya başlarsanız bütün bu yanlışlıklar, noksanlıklar sonunda dine atfedilir. Bu çok tehlikeli bir durum. Bu dinin anlatılmasına da, tebliğine de en büyük zararı veren büyük bir sorumsuzluk olur. Yapacağınız şey, din özgürlüğünün önünde hangi engeller varsa kaldırmaktır. Bunun ötesinde dinin herhangi bir şekilde araçsallaştırılmasına asla fırsat vermemek gerekir." (02 Ağustos 2022) tesbit ve söylemlerinde haklı ve tam isabetli! 28 Şubat darbe-i münafıkanesi sonrası da şunu söylemişti:"Bediüzzaman haklı idi, din adına ortaya çıkmamamız lâzımdı!" Biz de şunu hatırlatmıştık: Bediüzzaman'ı anladı, ama, yarım anladı; zira, bir şey daha demişti mealen: "Yüzde 60-70 tam mütedeyyin olmadıktan sonra dindarlar iktidara geçmeye çalışmamalı" demişti. (Emirdağ Lâhikası, s. 386'dan bakılabilir) Ve ayrıca, "Din düsturlarının bir hadimi olmak cihetinde güneş gibi imanlar taşıyan bir kısım Sahabeler ve onlara benzeyen mücahidinden, Selef-i Salihinden başka, siyasetçi, ekserce tam müttaki dindar olamaz. Tam ve hakiki dindar, müttaki olanlar, siyasetçi olmazlar. Yani, maksad-ı asli siyasetini yapanlarda din, ikinci derecede kalır, tebei (siyasete tabi) hükmüne geçer. Hakiki dindar ise, 'Bütün kâinatın en büyük gayesi ubudiyet-i insaniyedir' diye, siyasete, aşk-ı merak ile değil, ikinci üçüncü mertebede onu dine ve hakikate alet etmeye-eğer mümkünse-çalışabilir.