Saatlerin zamanı

Saat kuleleri Avrupa'da 15'inci yüzyılda görülür. Osmanlı'da ise 19'uncu yüzyılda bu kuleler inşa edilir. İkinci Abdülhamid'in tahta çıkışının 25'inci yılında bir fermanla hemen hemen her Osmanlı şehrine saat kuleleri inşa edilmiştir."Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı da insandır."Ahmet Hamdi TanpınarSaat, M.Ö.4000'lerde Mısır'da, Güneş'in doğuşu ve batışı arasındaki süreyi ihtiyaçlara göre belirlemek için icat edilir. Güneş saati denilen bu düzenek, bir çubuğun yere doksan derece açıyla dikilmesinden oluşur. Güneş'in hareketiyle çubuğun gölgesi de yer değiştirir. Bu hareketin çevresi ölçüldüğünde gündüz vakti bölümlere ayrılır. Güneş saati, Mısır'ın yanı sıra Mezopotamya halkları ve akabinde Anadolu'da da kullanılır. Ancak gece işe yaramayan güneş saatinin yerini su saati alır. Bir kaptaki suyun dışarı akmasıyla kaptaki işaretler, ilerleyen zamanı gösterir. Ekonomi, tarım ve hayvancılığa dayandığı için, zaman birimini doğru hesaplamak elzemdir. İhtiyaca göre mekanizmalar tasarlayanların bulduğu kum saatiyle güneş ve su saati gibi zamanı belirlemek yerine daha çok kısa zaman dilimleri ölçülebilir. Mum ise ilkin Çin'de karşımıza çıkar ve aydınlanmanın yanı sıra saat olarak da işlev görür. Bir levha üzerine yerleştirilen mumun verdiği ışığın, arkasındaki levhadaki işaretlere ışık gölgelerinin denk gelmesiyle saatin belirlenmesi sağlanır.Güneş ve su saatlerinden kamusal alanlarda yararlanılırken, mumlu düzenekle saatlerin evlere girdiğini söyleyebiliriz. Modern saatlerde görülen alarm sistemi de ilkin mum saatlerinde kullanılır. Birkaç küçük çivi saplanan mumun erimesiyle düşen çivilerin, kapta çıkardıkları sese alarm denilebilir.Mekanik saatlerİlk mekanik saatler ise din adamlarının manastır hayatlarında görevlerini zamanında yerine getirmeleri için uyarı amacıyla üretilir. İbadet zamanlarını hatırlamak için yapılan bu saat veya ses sistemi olacak çanlar, zamanla birçok Budist tapınağı, manastır, kilise yapılarında yerlerini alır. 16'ncı yüzyılda mekanik saatler karşımıza çıkar; ancak devasa boyutlarından dolayı sadece kamusal alanlarda kullanılır. İnsanların ilgisi o denli artar ki, nihayetinde boyunlarda taşınabilen saatler yapılır. Zamanı doğru gösteremediklerinden bu saatlere aksesuar demek daha doğrudur ve aksesuar olarak kadınlar arasında revaçtadır. Erkeklerin saate ilgisi daha sonraları başlayacak ve kadınları geride bırakacaktır.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6694559;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6694559;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarali-canip-olgunlusaatlerin-zamani-6694559' });El Cezeri ve Takiyüddinİslam medeniyetinde El Cezeri adlı mucit ve âlim, filli su saati ve kupa saatini icat eder. Osmanlı döneminde ise 1579 yılında İstanbul Rasathanesi'ni kuran Takiyüddin er Râsıd, saatçilik konusunda ilk kitabı yazan kişidir. "el-Kevâkibü'd-dürriyye fî vazi'l-benkâmâti'd-devriyye"