Anadolu'da gladyatörlerin ayak izleri

Antik Anadolu'nun kültür-sanat merkezleri amfiteatrlarda, Romalıların gelmesiyle gladyatörlerin kanlı kılıçlarının sesleri yankılandıHelenlerin dünya uygarlığına bir armağanı olan o zamanların "tiyatro" alanlarına, şimdilerde antik tiyatro diyoruz. Buralarda, antik tanrılara adanan tragedyalar sahnelenmeye başlanır ilkin. Antik tiyatro, böylece tragedya (trajedi) ve komedi gibi türleriyle hem eleştiren hem de eğlendiren bir görev üstlenir. Görsel, sahne ve işitsel sanatın temelleri buralarda atılır. Helen kültürü üzerine çöreklenen Roma ise amfiteatr ile tanıştırır Anadolu'yu. Ve bu amfiteatrlarda, gladyatörlerin kıyasıya çarpıştığı arenalar vardır. Ve kültür ve sanat, yerini barbarlığın, vahşetin kanlı ayak izlerine bırakır. Son günlerde açıklanan kazı sonuçlarına göre, bu ayak izlerinin Adana'daki Anavarza Antik Şehri'ne kadar uzandığını görüyoruz.Amfiteatr, yarım daire bir yamaca yerleştirilen bir yapıdadır; bu antik Roma mimarisinde giderek, yerini, çevreleyen bir planla inşa edilen yapılara bırakır.AmfiteatrdancollesiumaM.S. 72 yılında İmparator Titus Flavius, Kudüs'ü yerle bir edip Süleyman Tapınağı'nın hazinesini Roma'ya götürür ve bu hazineyi harcayarak Roma şehrinde collesiumu inşa ettirir. Julius Sezar ise M.S. 80 yılında ölen babası ve kızının onuruna collesiumda seçtirdiği kölelerden ölümüne bir oyun düzenler. Zamanla halkı oyalamak, eğlendirmek, dert ve sıkıntılarını düzenlenen dövüşlerle oyalamak gibi görünürdeki sebeplerin yanı sıra aslında bir ölüm sonrası anma geleneği olan bu durum, "Gladyatör" adı verilen savaşçıların ölümüne dövüştüğü bir vahşi eğlenceye dönüşür.Gladyatör, bir bakıma kılıç ustası anlamına gelir. Latince kökenlidir. "GladioGladyo)" hançer ile kılıç arasında kesici ve vurucu bir silahtır. Arenada ölümüne çarpışana da, bu gladyoları üreten loncaya da "Gladyatör" adı verilir.Julius Sezar ile başlayan bu dövüşler her yıl nisan, temmuz, eylül ve kasım aylarında düzenlenirdi. Bilinenin aksine her dövüş bir savaşçının kesin ölümüyle sonuçlanmazdı. Her on dövüşün sadece iki ya da üçünde bir dövüşçü hayatını kaybederdi. Çünkü iyi bir gladyatör yetiştirmek hem zaman hem de pahalı bir süreçti ve gladyatör okulu sahibi yatırımcılar sermayelerini öyle kolay kolay kaybetmek istemezlerdi. Gladyatörler de eğitilirlerken ölümcül darbe vurmamak için birbirlerine özen gösterirlerdi. Dövüşlülerin farklı kategorileri vardı; kullandıkları silahlara göre. Mızrak, kılıç, ağ gibi silahların hangisini tercih ediyorlarsa ona göre benzer silahlarla dövüşürlerdi.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6810025;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6810025;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({