Bedensel açlık, duygusal tokluk

Ramazan ayı, kendine özgü manevi zenginlikleri ile hayatımıza muhabbeti ile bir kez daha girdi. Hücrelerimizin açlığına rağmen duygularımızı doyurmasından olsa gerek yüzler gülüyor. Kibir, haset, cimrilik gibi duygusal zaafların esaretinden kurtulma imkanı ile duygusal tokluğun hazzını yaşayabiliyoruz. Oruç, bedenimizi temizlerken aynı zamanda psikolojik yapımızı da dengeliyor. Açlık duygusunu tattırıp aç milyarları hatırlatırken, yeme hazzını daha zevkli hale getirerek yaşamak için yeme ve içmenin önemine anlam katıyor. Ben oruçluyum diyen duygu kontrolü ile ay boyu toplumsal olaylarda azalmalara, cinayetlerin, sapkınlıkların istatiksel düşmelerine sebep oluyor. Kanaat etme, her şartta ölçülü hareket, fabrika ayarlarına dönme fırsatını bugünler sayesinde herhangi bir bedel ödemeden kazanmak mümkün. Öfke, şiddet, doyumsuzluk, kaygı gibi beden ve ruh sağlığımızın amansız düşmanlarının da panzehirinin bugünler olduğunu unutmayalım. Oruç, Rabbimizin emri olduğu için tutulmalı. Ancak hikmetlerini,