Atatürk'ün kızları

Kadın voleybol takımımızın Avrupa şampiyonu olması çok önemli bir başarıdır.

Kadın voleybol takımımız önce ABD'yi mağlup ederek 2018'den sonra ikinci kez finale çıkmayı başarmıştı.

Geçen temmuz ayında kadın voleybol takımımız ABD'nin Arlington kentinde oynanan FIVB Milletler Ligi'nin finalinde Çin'i 3-1 yenerek tarihinde ilk kez şampiyon oldu. Takımımız bu galibiyetle dünya sıralamasında birinciliğe çıkarak tarihindeki en iyi konumunu elde etti.

Geçtiğimiz hafta da Avrupa şampiyonluk kupasını almayı başardılar. Bu başarılar tesadüfi değildir. Büyük bir gayret, çalışma ve azmin eseridir.

Temmuz ayındaki başarı sonrası Cumhuriyet gazetesinde yazdığım yazı "Filenin Sultanları-Atatürk'ün Kızları" başlığı ile yayımlanmıştır.

Bu yazıda şöyle demiştim:

Bu başarı sürekli çalışma ve azmin bir ürünüdür. Sadece bu kadar değil. Bunun arka planındaki temel gerçek şöyledir:

100 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti, sadece siyasal olarak cumhuriyet rejimini değil, laik ilkelere dayalı, uygar ve çağdaş bir toplumun yaratılmasını da öngörüyordu.

Atatürk'ün temel amacı, kadın ve erkeğin eşit olduğu çağdaş ve modern bir toplum yaratmaktı. Kabul etmeliyiz ki laik Cumhuriyetin kurucu değerleri konusunda son yıllarda ve özellikle seçimlerden sonra tartışmalı durumlar yaratılmıştır. Cumhuriyetin temel felsefesi ve Atatürk Devrimleri yıpratılmak isteniyor. Bu koşullar altında voleybolcu kızlarımız, çağdaş bir toplumun tartışılmaz simgesi olarak ortaya çıkmışlardır. Şu gerçekler önemlidir:

- Böylesi modern bir kadın voleybol takımını Ortadoğu'da başka bir Müslüman toplumu çıkarabiliyor mu

- Eğer, Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuriyet olmasaydı, onun Aydınlanma devrimleri gerçekleşmeseydi, böylesi genç ve yetenekli bir kadın voleybol milli takımı oluşturulabilir miydi