Dostoyevski'den Putin'e Rusya'nın millî rüyası

Dostoyevski, dünya edebiyatının iyi yazarlarından biri. Ama günlüklerinde Türklere karşı yazdıklarını okuyunca şaşırıyor insan. Romanlarında insan psikolojisinin derinlerine inen, karakterlerini tutkuları ve çelişkileriyle çok canlı bir şekilde tasvir eden yazar bu mu diyorsunuz doğal olarakHayal kırıklığı bir yana bu tür eserlerin bir yararı da şu: Kimi milletlerin ruhunu okuyor, dünyaya bakışını görüyor, hatta bugünkü politik hamlelerin arkasındaki zihniyeti çözebiliyorsunuz. Dolayısıyla Dostoyevski'yi okurken Rusya ve Putin'in politik hamlelerinin arkasındaki 'ulusal rüya'yı ve 'düşman' imgesini gördüm diyebilirim.Ünlü yazar günlüklerini 1876-1881 yılları arasında yazmış. Bu tarih önemli, çünkü 1876'da Osmanlı-Sırp Savaşı, 1877'de de Osmanlı-Rus Savaşı başlıyor. Belli ki Dostoyevski iki savaşa da ilgi göstermiş ve "Slav davası"na (II, 632), Şark Meselesi'ne ve Rusların millî ideallerine geniş yer vermiş. Bu arada Türklere bakışını da dile getirmiş Zaten günlüğün yazılış amaçlarından biri de kendi deyişine göre 'Slav davası'nın Rus halkı açısından taşıdığı anlam ve önemini anlatmaktır (II, 632). Dostoyevski'nin günlüğü bu bakımdan önemli.Şunu başta söyleyeyim: Günlüklerinde görüleceği üzere Dostoyevski çok sıkı bir Rus milliyetçisi ve panslavisttir. Ama aynı zamanda Rusların önderliğinde ve koruyuculuğunda kurulmasını arzuladığı 'Ortodoks birliği' idealine de sıkı sıkıya bağlıdır. Günlüklerinde sık sık "Doğu Hıristiyanlarının gelecekte bütünüyle birleşmesi umudunu" (II, 633) dile getirmiştir. 1875'te Bosna-Hersek'te Osmanlıya karşı ayaklanma başladığında panslavist Komutan Çernyayev'in gönüllüleri de yanına alarak savaşa katılmasını ve Sırp asilerini komuta etmesini alkışla karşılar, "Askeri yeteneği tartışılmazdır, karakteriyle azmiyle Rus emelleri ve hedefleri katında kuşkusuz yerini almıştır." (I, 485) sözleriyle onu yere göğe sığdırmaz. "Haberlere göre Rusya'dan akın akın gönüllü gidiyormuş oraya; bağış ve yardımlar da aralıksız sürüyor () Golos'ta 3000 ruble toplandı, ne kadar çok toplanırsa o kadar iyi olur tabii." (I, 499) diyerek Osmanlılara karşı savaşan Sırplara yapılan yardımları teşvik eder. Türklerin vahşi ve barbar olduklarını Balkanlarda Slav ve Ortodoksları katlettiklerini, kızların ırzına geçtiklerini, çocuk ve bebekleri öldürdüklerini, köy ve kasabaları yok etikleri,