Ne yetki verildiyse yetmemiş mi

Cumhurbaşkanlığı sisteminde göreve başladığı gündü; Erdoğan, ne yetki istedilerse milletin verdiğini, artık mazerete yer kalmadığını, tek seçeneklerinin başarmak olduğunu ilan etmişti.

Üstünden 5 yıl geçti. Erdoğan, bu sistemde ikinci kez Cumhurbaşkanı seçildikten 6 ay sonra sistemi tartışmaya açtı.

Ne yetki verildiyse yetmemiş olmalı ki, Almanya'dan dönerken şöyle şikâyet etti:

"Yüzde 501 şartının değişmesi isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa"

Böylece Türkiye Yüzyılı'nın tek eksiği yeni bir Anayasa, denirken ne kastedildiği de anlaşılmış oldu.

Ayrıca zaten siz, 28 Mayıs seçim zaferi gecesi başlasın, komutuyla Türkiye Yüzyılı'nın başladığını zannediyor olabilirsiniz. Ama başlamamış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ona da Milli Türk Talebe Birliğinde şöyle açıklık getirdi:

"Türkiye daha güçlü bir geleceğe, hep sözünü ettiğimiz Türkiye Yüzyılı'na hazırlanıyor."

Türkiye Yüzyılı'nın başlaması için bir seçim daha kazanılması gerekiyor belki. Yeni Anayasa ile seçim kazanmanın kolaylaştırılması da hazırlıkların parçası öyleyse.

İşte şimdi taşlar yerine oturuyor.

Yoksa işin içinden nasıl çıkacaksınız...

Erdoğan, 2019'da tartışmaya kapattığı yüzde 501 şartını, tekrar tartışmaya açıyor.

"Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50 sınırının konması, rastgele bir tercih değil; gayet bilinçli ve vazgeçilmez bir kriterdir. Bu tartışmayı bir daha açılmamak üzere kapatıyoruz" dememiş miydi

2020'de de hukuk başdanışmanı Mehmet Uçum, yüzde 501'den dönme önerilerini, milli iradeye saldırmakla bir tutmamış mıydı

Şu iri lafları, Uçum etmişti:

"İki turlu Cumhurbaşkanı seçimini ve yüzde 501 oyu tartışmaya açma çabası, açıkça halk iradesine saldırıdır.Halkın, hükümeti kapsayıcı bir oyla seçmesinden rahatsız olan odaklar; halkın iradesinin parçalanması ve Türkiye'yi rahatça kontrol etme hevesi içindeler. Buna asla güçleri yetmez."

Ne değişti de şimdi kendileri, yüzde 501 şartını ortadan kaldırmaya çalışıyor

Demek, tek başlı ve hızlı karar alma sistemi yine yanılmış. Ve bu sistemle daha hızlı, daha kolay seçim kazanılması için bir yetki daha isteniyor.

Tek başlı, hızlı ama yanlış üstüne yanlış karar alma sistemini düzeltecek formül belli.

Belediye başkanı gibi basit çoğunlukla Cumhurbaşkanı seçilebilsin. Fakat kanun hükmünde kararnameyle yönetme yetkisini de bırakmasın. Bütün yetkiler, tek elde daha kolay toplanabilsin...