Milli lezbiyenden Ulu Hakan'a

Kadın sevgili tercihiyle tepkileri üzerine çeken, özel hayatıyla tartışmaların odağındaki "milli utanç" Ebrar Karakurt "Boş yapma Abdulhamid" pankartıyla gündemi işgale devam ediyor.

Ahlak dışı yaşamından dolayı kendisine sataşan Twitter kullanıcısına karşıpankart açtığı ileri sürülse de asıl amacın "Abdulhamid" ismi üzerinden kendisine ve gündemdeki yaşam tarzına karşı çıkan mütedeyyin insanlar olduğu aşikâr.

Kendisine gelen tonla mesajlardan niye yalnızca birisi seçildi Sataşmaya cevap ise sosyal medya üzerinden cevabını verdi, tanımadığı bir zatı niye bu kadar ciddiye alıp pankart açma gereği hissetti

Ona ne ilk sataşan idi, ne de son sataşan olacaktı.

Asıl amaç sataşmaya cevap değil, Müslüman mahallesinde salyangoz satılmasına isyan eden kesime gönderme ve onlar için değerli olan bir isim üzerinden giydirme eylemidir.

Ulu Sultan'a karşı içlerindeki kini boşaltmak olduğu için böyle bir ihtiyaç hâsıl oldu. Açılan bu pankart üzerinden sosyal medyada yapılan yorumlarda Abdulhamid Han'a karşı anında bir kin cephesi oluşturuldu.

Bunların bir kısmı cehaletten, bir kısmı Batı hayranlığından, bir kısmı da içimizdeki gizli dönmelerden gelen nefret mesajlarıydı.

Ben de içimizdeki yanar dönerlere, çarpık ilişki sevdalılarına, beyinsiz mahlukatlaraULU HAKAN ABDULHAMİD HANgerçeğini yeniden hatırlatma gereğini hissettim.

Ortadoğu'da kurgulanan tezgâhları, ülkemizin üzerine oynanan oyunları ve genel durumumuzun ne olduğunu anlamak için II. Abdülhamid Han'ı ve O'nun devrini çok iyi anlamamız ve bilmemiz gerektiğini düşünüyorum.

O, Osmanlı tarihinin, ekonomik, siyasi ve sosyal bakımlardan en karışık döneminde tahta çıktı. Başını Yahudilerin çektiği, İngiltere, Rusya ve Fransa gibi devletlerin, Osmanlı'yı yıkmak için ellerinden gelen bütün gayretlerini sarf ettikleri bir dönemdi.

Fakat O'nun ufku, vizyonu, hayalleri, projeleri ve yenilikleri Yıldız Sarayı'nın duvarlarını ve çağını fersahlarca aşıyordu. Döneminde en az anlaşılan insanlardan birincisi, "yalnız adamdır"

Kendisine karşı yedi düvelin başlattığı savaşa ve düzenlenen 13 suikast girişimine karşı tam 33 yıl Osmanlı'yı ayakta tutan, düşmanlarını birbirine kırdırarak belayı sürekli def eden O'dur.

O, gerçek bir proje, politika, strateji ve reform adamıydı. O, "asrın en siyasi padişahı" idi. Tam bir siyaset cambazı ve diplomasi kurduydu. Emperyalizme karşı "Hasta Adamı" cesurca müdafaa eden "Son Kurtarıcı"ydı.

II. Abdülhamid, gerçek bir proje, politika, strateji ve reform adamıydı.

Millet ve ümmet için büyük çileler çekmiş bir dava adamı, tam bir siyaset cambazı ve diplomasi kurdu olanAbdülhamid çağına ve ötelerine mühür vurmuş bir isimdir.

Abdülhamid'in çehresini kapatan kalın örtü açıldıkça ve kişiliğine saldırıların katranı temizlendikçe "gerçek Abdülhamid" tüm ihtişamıyla ortaya çıkmakta ve şaşırtıcı parlaklığıyla gözleri kamaştırmaktadır.

Prof. Dr. Yılmaz Öztuna'nın dediği gibi ; "Milletimiz bu hükümdarın dehasına çok şey borçludur."Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya göre "