Lübnan ile İsrail arasında deniz sınırı tartışması

Bizim nazarımızda Filistin topraklarındaki siyonist işgalin tamamı gayri meşrudur. Bu toprakların bir kısmına 1948'de yani diğer bölgelere nispetle 19 yıl daha önce el koymuş olması oradaki egemenliğini meşru kılmaz. BM Genel Kurulu'nun Filistin topraklarının paylaştırılmasına dair 29 Kasım 1947 tarihli ve 181 sayılı kararı da siyonist işgale meşruiyet kazandırmaz. Defalarca tekrar ettiğimiz bu hususu konuyla bağlantısından dolayı burada bir kez daha dile getirmiş olalım. Ancak tabii kendini "uluslararası toplum" olarak nitelendiren birtakım küresel güçler ve onların politikalarına "meşruiyet" temeli oluşturmaya çalışan uluslararası örgütler, BM'nin sözünü ettiğimiz paylaştırma kararını esas alarak, Filistin'in bir bölümü üzerindeki siyonist işgali "tanınmış" olarak görüyor ve burayı "İsrail" diye nitelendiriyorlar. Ama söz konusu karara göre bile, siyonist işgalcinin örneğin Gazze'nin deniz sahasına karışmaması gerekiyor. Ama işgalci bu bölgeyi 15 yıldan beri abluka altında tuttuğundan, bölge ahalisinin 10'undan fazlasının geçim kaynağını oluşturan balıkçılık mesleğiyle uğraşanların bazen 6 milden fazla denize açılmalarına engel oluyor. Üstelik ateşkes anlaşmalarında bu mesafe 15 mile çıkarıldığı halde. Bir balıkçı teknesinin 6 mil sınırını geçmesi durumunda işgalcilerin deniz kuvvetlerine ait askeri botlar derhal müdahale ediyor, balıkçılara ateş ederek onları yaralıyor, ya da kendilerini rehin alıyor, teknelerine ve tutmuş oldukları balıklara el koyuyorlar. Bazen 6 mil sınırını da nazarı dikkate