İlişkiler normalleşse de zulüm normalleşemez

Suriye'de kitlesel başkaldırının başlamasından sonra Baas rejimi Şam'da temsilciliği bulunan Filistinli oluşumlardan kendisine destek vermelerini ve bunu açıktan beyan etmelerini istemişti. Özellikle bazı sol gruplar bunu zaten gönüllü olarak yaptı. Bazılarına Baas rejimi, desteklerini resmi açıklamalarla ortaya koymaları konusunda baskı yapmadı. Ama dünkü yazımızda da belirttiğimiz üzere Hamas'a baskı yaptı ve onun kabul etmemesi üzerine siyasi liderlerinden Şam'ı terk etmelerini istedi. Dolayısıyla ilişkilerin kopmasında kararı veren taraf Hamas değil Baas yönetimi olmuştur. Böyle bir durum olmasaydı Hamas zaten Şam'daki ofisini kapatmayı ve ilişkiyi tamamen kesmeyi düşünmüyordu. Bu yüzden kopan ilişkilerin bugün yeniden başlatılması yönünde girişim olması Hamas'ın geri adım atması olarak görülüyor ve bundan da tabii kârlı çıkan Baas rejimi oluyor. Suriye'de 11 yıldan fazla süredir devam eden savaş sebebiyle can kaybı ve hasar daha çok olmakla birlikte zulümde ısrarcılık ve zihniyet açısından Mısır'daki Sisi cuntasının Suriye'deki Baas rejiminden farkı yok. Burada da İslami anlayış sahipleri hedefe yerleştirildi ve binlerce insan hunharca katledildi. Yüzlercesi idama mahkum edildi. Binlercesi hâlâ zindanlarda süründürülüyor. Üstelik Sisi cuntası seçimle başa geçen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi Hamas casusluğu yapma suçlamasıyla yargıladı. Ama Hamas, Mısır'la da ilişkileri kesmedi. Gerek işgal rejiminin saldırıları sonrasında ateşkes anlaşmaları sağlanmasında, gerekse Filistin içi uzlaşma görüşmelerinde Mısır'ın arabuluculuğunu kabul