Buz dağı eridikten sonra

Necip Fazıl'ın sözüydü: "Hohlaya hohlaya buz dağını erittik, şimdi ortalık bataklığa döndü."Necip Fazıl'ın "buz dağı" diye bahsettiği dönem, Tek Parti iktidarlarının dönemiydi. Dini alan yoğun baskı altındaydı. Nefes almak zordu. Çok partili hayata geçildikten sonra göreceli de olsa ondan kurtulunmuştu. O mücadele sürecinde Necip Fazıl'ın medya platformunda olsun, yargı alanında olsun sergilediği cesaret, evet "buz dağını eritmek" boyutundaydı.Üstad, gelen hürriyet ortamında dini alanda ortaya çıkan karmaşadan şikâyet etmekteydi. Ona göre saha "bataklık" halini almıştı.Dini alanın bataklık halini alması çok sert bir tanımlama değil miBugün bakıldığında ne görünüyor ortalıktaTek Parti dönemi baskısından eser kalmadı, evet.O dönemin 28 Şubat versiyonu da gerilerde kaldı.Artık "din adına" herkesin her şeyi yapabildiği bir zemini paylaşıyoruz.Tik Tok'da din, youtubeda din, instagramda din, tv'de din, kürsüde din, minberde din, sokakta dinCübbe, sarık, sakal ile medya önünde arzı endam ettiğinizde dünyanın önüne İslam adına bir "Din algısı" koyabiliyorsunuz. Cübbenin, sarığın, sakalın ardında ne saklarsanız artık İster devre mülk pazarlayın, ister rols roys'lu, özel uçaklı, jet-skili görüntüler içinde bambaşka rollere soyunun"Cin çıkarma hokkabazlığı" da -haşa- dine dahil, tv'de "Hoca" sıfatı ile dansöz oynatmak da Soru çalmak da, mülakatlarda rakip elemek de "dava adına" kapsamına girebildi bir zamanlarOryantal kıyafetiyle tasavvuf da anlatılabiliyor bu arada, milyonlarca takipçi de bulabiliyor.Mehdilerimizin, Kur'an üzerinde tasarrufta bulunan Mesihlerimizin sayısını bilen yok.Benim bir tespitim vardır: Bu memlekette sokakta yılan oynatsanız etrafınızda bir kitle bulursunuz.Seyirlik bir şey olsun yeter kiNasıl oluyor ya Rabbim, insanlar nasıl inanıyor, bir bakmışsınız milyonlarca takipçi edinilmişBöyle onlarca çarpık rol model oluşmuş durumda.Nasıl bir din anlayışı çıkıyor ortaya Yani tamam "Müslüman bir toplum"uz ama hangimiz hangi renkte MüslümanızHoca hocayı tanıyor mu, saygı duyuyor mu, şeyh şeyhi tanıyor mu, Diyanet bu farklı din algılarını tanımlıyor mu, sayısı yüzü aşan İlahiyat Fakültelerinin yüzlerce hocası, din sosyoloğu, psikoloğu, mezhepler tarihçisi, kelamcısı, fıkıhçısı, felsefecisi Türkiye toplumunda din ile ilişkinin nerelere gittiğini tespit ediyor muNe diyor Allah aşkına bu hocalarımız din adına sergilenen hokkabazlıklara Ya da kendileri bir tv ekranında karşı karşıya gelseler sulh içinde bir din fotoğrafı sunabilirler miBakıyorum, kimse kimseye bulaşmak istemiyor. "Başıma bela mı alacağım" kaygısında. Dergiler çıkıyor "islâmî" alanda, var mı Necip Fazıl'ın yarım asır önce işaret ettiği "bataklık" olgusu üzerinde kalem oynatanÖzgürlük zamanlarını yaşıyoruz.